Uçuş görevlisi Tom'u uyandırmak için salladı ve ona uçağın indiğini söyledi.
- The flight attendant shook Tom awake and told him that the plane had landed.
Tom bir benzin istasyonu görevlisi olarak çalıştı.
- Tom worked as a gas station attendant.
Siz işe katılmak zorundasınız.
- You must attend to your work.
Ben partine katılmaktan mutlu olacağım.
- I will be happy to attend your party.
Katılanlar tüm ihtiyaçlarımızı tahmin etti.
- The attendants anticipated all our needs.
Ona refakat edecek tek hizmetçisi vardı.
- He has only one servant to attend on him.
Plan hemen hemen tüm katılımcılar tarafından desteklendi.
- The plan was supported by practically all the attendants.
O kadar meşgulüm ki partiye katılamam.
- I'm so busy I can't attend the party.
Meşgul olacak başka meselelerim var.
- I have other matters to attend to.
I attended a one-room school next door to the palace and studied English, Xhosa, history and geography.