O, bir makas ile ona saldırdı.
- She attacked him with a pair of scissors.
Öfkeli kalabalık binaya saldırdı.
- The angry mob attacked the building.
Macbeth, düşmanına saldırmak için bir ordu yetiştirdi.
- Macbeth raised an army to attack his enemy.
Onlar onun ordusunun saldırmak için yeterince güçlü olmadığını söylediler.
- They said his army was not strong enough to attack.
Tom bir panik atak geçiriyor.
- Tom is having a panic attack.
Tom panik atakları geçirdi.
- Tom had panic attacks.
Düşman saldırısı şafakta sona erdi.
- The enemy attack ended at dawn.
Gizli servis onu saldırıya karşı koruyor.
- The secret service guards him against attack.
Alman kuvvetleri, Amiens, Fransa yakınlarında İngiliz askerlere hücum etti.
- German forces attacked British soldiers near Amiens, France.
O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.
- When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.
Babam dün bir kalp krizi geçirdi fakat yakınlarda bir kliniğe sahip olduğu için şanslıydı.
- My father had a heart attack yesterday, but he was lucky to have a clinic close at hand.
Macbeth, düşmanına saldırmak için bir ordu yetiştirdi.
- Macbeth raised an army to attack his enemy.
Gizli servis onu saldırıya karşı koruyor.
- The secret service guards him against attack.
Düşmana karşı şiddetli bir taarruza geçtiler.
- They began with a strong attack against the enemy.
Macbeth, düşmanına saldırmak için bir ordu yetiştirdi.
- Macbeth raised an army to attack his enemy.
... I did. I said we'd refocus attention on those who actually attacked us on 9/11, and ...
... " was in China on the day that Bombay was attacked by ...