Atmosfer oksijenden oluşur.
- The atmosphere is made up of oxygen.
O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
- It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
Bu odada garip bir atmosfer ziyaretçiyi çevreliyor.
- A strange atmosphere surrounds the visitor in this room.
Otelin ev gibi havası var.
- The hotel has a homey atmosphere.
Atmosferde ne kadar yüksekte seyahat edersen o kadar az hava vardır.
- The higher in the atmosphere you travel, the less air there is.
Ortam rahatsız ediciydi.
- The atmosphere was uncomfortable.
O geldiğinde ortam gerginleşti.
- The atmosphere became strained when he came.
Buz iki inç kalınlığında.
- The ice is two inches thick.
Bir araba kazası vardı ve trafik bir inç kımıldamadı.
- There was a car accident and the traffic didn't move an inch.
... the atmosphere, but they don't blink like that. I mean, they don't blink regularly. ...
... in the oceans and atmosphere. ...