They filled the vacancy by appointment.
- Atama ile boş kontenjanı doldurdular.
Tom's appointment is effective immediately.
- Tom'un ataması derhal yürürlüğe girer.
They think he's not right for the assignment.
- Onlar onun atama için doğru olmadığını düşünüyor.
Tom accepted the assignment.
- Tom atamayı kabul etti.
Mustafa Kemal is known by many as the father of the Turkish nation.
- Mustafa Kemal, birçok kişi tarafından Türk milletinin atası olarak bilinir.
When I was small, my father used to throw me up in the air.
- Ben küçükken babam beni havaya atardı.
Tom accepted the assignment.
- Tom atamayı kabul etti.
Tom couldn't decide who to assign the job to.
- Tom işe kimi atayacağına karar veremedi.
He said that he had Eskimo ancestry.
- O, Eskimo ataları olduğunu söyledi.
The President nominated him to be Secretary of State.
- Başkan onu dışişleri bakanı olarak atadı.
Forty-seven men wanted the nomination.
- Kırk yedi kişi atama istedi.