When I was small, my father used to throw me up in the air.
- Ben küçükken babam beni havaya atardı.
Mustafa Kemal is known by many as the father of the Turkish nation.
- Mustafa Kemal, birçok kişi tarafından Türk milletinin atası olarak bilinir.
Tom accepted the assignment.
- Tom atamayı kabul etti.
The capable detective was assigned to investigate the cause of the tragedy.
- Yetenekli dedektif trajedinin nedenini araştırmak üzere atanmıştır.
He said that he had Eskimo ancestry.
- O, Eskimo ataları olduğunu söyledi.
The President nominated him to be Secretary of State.
- Başkan onu dışişleri bakanı olarak atadı.