Ne zaman burada yüzebilirim?
- When can I swim here?
Hata ne zaman meydana geldi?
- When did the error occur?
Bir zamanlar bir öğrenci iken onunla tanıştım.
- I met him once when I was a student.
Ben bir öğrenci iken, ona sık sık yazdım.
- I often wrote to her when I was a student.
Gitmen gerektiğinde bana söyleyeceksin, değil mi?
- You'll tell me when you need to leave, won't you?
Ne zaman orada olmam gerektiğinden emin değilim.
- I'm not sure when I should be there.
Misafirler geldiğinde, o piyano çalıyordu.
- She was playing the piano when the guests arrived.
Sevdiği genç onunla konuşmak için geldiğinde, o telaşlandı.
- She got all flustered when the boy she likes came over to talk to her.
Üzücü haber geldiğinde çok iyi vakit geçiriyordum.
- I was having a very good time, when the sad news came.
Ben bir çocukken burada çok vakit harcadım.
- I spent a lot of time here when I was a kid.
Zamanımız olduğunda onu yapacağız.
- We'll do it when we have time.
Ne zaman geri döneceksin?
- When will you return?
Bir an önce onu kullanmak istediğimi bildiğin halde niçin tavuğu böyle alması zor bir yere koydun?
- Why did you put the chicken in such a difficult place to get when you knew that I wanted to use it right away?