O zamandan beri, Japonya'da büyük bir değişim oldu.
- Since then, a great deal of change has occurred in Japan.
O zamanda televizyon seyrediyordum.
- I was watching TV then.
O zaman, Tom odadaki tek kişiydi.
- Tom was the only person in the room at the time.
Bay Clinton, o zamanlar Arkansas'ın valisiydi.
- Mr. Clinton was governor of Arkansas at the time.
Ben ona daha sonra söylerim.
- I'll tell him so then.
İzlandaca bir cümlenin İngilizce bir çevirisi varsa ve İngilizce cümlenin Svahilice bir çevirisi varsa, daha sonra bu, dolaylı olarak İzlandaca cümle için Svahilice bir çeviri sağlayacaktır.
- If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence.
O zamanlar sanat zirvedeydi.
- Art was then at its best.
O zamanlar yemek yemek için eve giderdim.
- I used to go home to eat back then.
Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü.
- Dima slept with 25 men in one night and then killed them.
Ama sonra o Londra'da dilleri çalışan bir öğrenci olan Jane Wilde'a aşık oldu.
- But then he fell in love with Jane Wilde, a student studying languages in London.
İzlandaca bir cümlenin İngilizce çeviri varsa, ve İngilizce cümlenin Savahili dilinde bir çevirisi varsa, öyleyse dolaylı olarak, bu, İzlandaca cümle için bir Savahili çeviri sağlayacaktır.
- If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence.
Oh evet,haklısın.Pekala,bu senin ekonomik olan alışveriş şeklin öyleyse.
- Oh yes, you're right. Well, it's the way you shop that's tight-fisted then.
Ben o zaman Tom'la birlikte tam oradaydım.
- I was right there with Tom at the time.
Bunu istemiyorlarsa, o halde ne istiyorlar?
- If they don't want this, then what do they want?
Eğer bu cümleyi okuyabiliyorsan, o halde okuyabiliyorsundur.
- If you can read this sentence, then you're able to read.
Neler oluyor biliyor musun? - Hayır. O zaman bütün bunlar ne demek oluyor?
- Do you know what's going on? - No. What's it all about then?
Ancak o zaman onun ne demek istediğini anladım.
- Only then did I realize what he meant.
Than the knyght sawe hym lye soo on the ground, he alyght and was passynge heuy, for he wende he had slayne hym .