at the same time; simultaneously; together; at a time

listen to the pronunciation of at the same time; simultaneously; together; at a time
Английский Язык - Турецкий язык

Определение at the same time; simultaneously; together; at a time в Английский Язык Турецкий язык словарь

at once
hemen

Hemen yolculuğa hazırlan. - Get ready for the trip at once.

Onu hemen tanıdım, çünkü onu daha önce görmüştüm. - I recognized him at once, because I had seen him before.

at once
derhal

Resimde gördükten sonra, onu derhal tanıdım. - Having seen him in the picture, I recognized him at once.

Derhal git, yoksa geç kalacaksın. - Go at once, otherwise you will be late.

at once
defaten
at once
anide

Aniden bir silah sesi duyduk. - All at once we heard a shot.

Aniden bir patlama oldu. - All at once there was an explosion.

at once
hemencecik
at once
ani olarak
at once
şıp diye
at once
aynı zamanda

Aynı zamanda iki şeyi yapamazsın. - You can't do two things at once.

at once
akabinde
at once
bir defada

Kimse bir defada iki şeyi yapamaz. - Nobody can do two things at once.

Bütün çamaşırımı bir defada yıkayabilir miyim? - May I wash all my laundry at once?

at once
birden

Onlar hepsi birden gülmeye başladılar. - All at once they began to laugh.

Her şey birdenbire oldu. - Everything happened all at once.

at once
aniden

Aniden bir feryat duydum. - All at once, I heard a cry.

Aniden bir silah sesi duyduk. - All at once we heard a shot.

at once
aynı anda

Hepimiz aynı anda ayağa kalktık. - We all stood up at once.

İki şeyi aynı anda yapma. - Don't do two things at once.

at once
birdenbire

Birdenbire, tiz bir çığlık duydum. - All at once, I heard a shrill cry.

Mary'nin açıklamaları beni büyüledi ve birdenbire beni üzdü. - Mary's explanations enchanted me and desolated me all at once.

at once
hep bir ağızdan
Английский Язык - Английский Язык
at once

He tried to eat four cookies at once.

at the same time; simultaneously; together; at a time
Избранное