Hemen yolculuğa hazırlan.
- Get ready for the trip at once.
Onu hemen tanıdım, çünkü onu daha önce görmüştüm.
- I recognized him at once, because I had seen him before.
Resimde gördükten sonra, onu derhal tanıdım.
- Having seen him in the picture, I recognized him at once.
Start derhal yapılmalı.
- A start should be made at once.
Aniden gökyüzü karardı ve yağmur başladı.
- All at once the sky became dark and it started to rain.
Aniden bir feryat duydum.
- All at once, I heard a cry.
Aynı zamanda iki şeyi yapamazsın.
- You can't do two things at once.
Bütün çamaşırımı bir defada yıkayabilir miyim?
- May I wash all my laundry at once?
Sibirya Demiryolu, dünyadaki bir defada en uzun ve en iyi bilinen demiryoludur.
- The Siberian Railway is at once the longest and best known railway in the world.
Ne kadar zor bir şey, sevmek ve akıllı olmak, ve her ikisi birden.
- How difficult a thing it is, to love, and to be wise, and both at once.
Her şey birdenbire oldu.
- Everything happened all at once.
Aniden gökyüzü karardı ve yağmur başladı.
- All at once the sky became dark and it started to rain.
Aniden bir feryat duydum.
- All at once, I heard a cry.
İki şeyi aynı anda yapamam.
- I can't do two things at once.
Aynı anda ışıklar kesildi.
- All at once the lights went out.
Her şey birdenbire oldu.
- Everything happened all at once.
Birdenbire, o konuştu.
- All at once, he spoke out.
He tried to eat four cookies at once.