at the same time; by continuance from a former state; still

listen to the pronunciation of at the same time; by continuance from a former state; still
Английский Язык - Турецкий язык

Определение at the same time; by continuance from a former state; still в Английский Язык Турецкий язык словарь

yet
henüz

O henüz geri gelmedi. Kaza geçirmiş olabilir. - He isn't back yet. He may have had an accident.

Yemek henüz hazır değil. - The food's not ready yet.

yet
sonunda

Sonunda soğuk algınlığın bitti mi? - Are you over your cold yet?

Sonunda gerçeği öğrenecek. - He is yet to know the truth.

yet
conj. yine de
yet
şimdi

Şimdi vardım. Valizimi bile henüz boşaltmadım. - I've just arrived. I haven't even emptied my suitcases yet.

Şimdilik her şey yolunda gidiyor. - As yet, everything has been going well.

yet
şu anda

Elvis'in şu anda yaşadığına inanıyorum. - I believe Elvis yet lives.

Şu anda, yine de görüş birliğine varılmalı. - At present, consensus has yet to be reached.

yet
oysaki
yet
daha

Daha bir şey görmedin ki. - You ain't seen nothing yet.

Tom'un üçüncü evliliği mutsuzdu ve hâlâ bir kez daha boşanmayı düşünüyordu. - Tom's third marriage was unhappy and he was considering yet another divorce.

yet
şu tapta
yet
aynı zamanda
yet
yine de

Kompozisyonun yine de en iyisi. - Your composition is the best yet.

Yine de ona pişman olacaksın. - You will yet regret it.

yet
bununla beraber
yet
ama

Tom gelmek için söz verdi, ama henüz gelmedi. - Tom promised to come, but hasn't showed up yet.

O gelmek için söz verdi, ama henüz dönmedi. - He promised to come, but hasn't turned up yet.

yet
ve yine
yet
(zarf) hâlâ, henüz, daha, şimdiye kadar, şimdiye dek, sonunda, hatta, yine de
yet
derhal
yet
ancak

John henüz gelmedi, ancak o gelirse, seni ararım. - John has not come yet, but when he does, I will call you.

Ülke bölünür ancak dağlar ve ırmaklar vardır. - The country is divided, yet there are mountains and rivers.

yet
not as yet henüz değil
yet
daha; henüz; hâlâ: They haven't come yet. Daha gelmediler. "Can I come in?" "Not yet." "Girebilir miyim?" "Henüz değil." I have yet to
yet
(bağlaç) yine de, ama, ancak, buna rağmen, oysa
Английский Язык - Английский Язык
yet
at the same time; by continuance from a former state; still

    Расстановка переносов

    at the same time; by con·ti·nu·ance from a form·er state; still

    Произношение

Избранное