Tom her gece aynı zamanda yatmaya gider.
- Tom goes to bed at the same time every night.
Fahrenheit, termometreyi bulan Alman bir mucittir. Aynı zamanda onun ismi bir sıcaklık birimine verilmiştir.
- Fahrenheit is a German inventor who invented the thermometer. At the same time, his name is given to a unit of temperature.
Tom, armonika ve gitarı aynı anda çalabilir.
- Tom can play the harmonica and the guitar at the same time.
Onlar aynı anda Paris'e vardılar.
- They arrived in Paris at the same time.
Aynı anda birden çok dil öğrenmeyi tercih ediyorum.
- I prefer learning multiple languages at the same time.
Gençlerin sık yaptığı bir hata da; zorluklarını hafife alıp, kendi yeteneklerini de gözlerinde büyütürek aynı anda birçok dili birden öğrenmeye başlamaları.
- A mistake young people often make is to start learning too many languages at the same time, as they underestimate the difficulties and overestimate their own ability to learn them.
Yarın gece yağmur bekleniyor,öyleyse o zamana kadar şemsiyelerimizi bırakalım.
- It's supposed to rain tomorrow night, so let's leave our umbrellas until then.
O zamanda televizyon seyrediyordum.
- I was watching TV then.
Tom o zamanda çalıştığını iddia etti.
- Tom claimed that he was working at the time.
Ben o zaman görevde değildim.
- I was off duty at the time.
Her şey aynı anda oldu.
- Everything happened simultaneously.
Tom ve Mary aynı anda cevapladı.
- Tom and Mary answered simultaneously.
O bir bilim adamı ve aynı zamanda bir müzisyen.
- He is a scholar and a musician simultaneously.
İzlandaca bir cümlenin İngilizce bir çevirisi varsa ve İngilizce cümlenin Svahilice bir çevirisi varsa, daha sonra bu, dolaylı olarak İzlandaca cümle için Svahilice bir çeviri sağlayacaktır.
- If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence.
Mary Tom'a söyledi: Kısa bir cümle ile başlayalım, ve daha sonra göreceğiz...
- Mary told Tom: Let's begin with a short sentence, and then we'll see...
Öyleyse onu görmediğine inanamam.
- I cannot believe you did not see him then.
İzlandaca bir cümlenin İngilizce çeviri varsa, ve İngilizce cümlenin Savahili dilinde bir çevirisi varsa, öyleyse dolaylı olarak, bu, İzlandaca cümle için bir Savahili çeviri sağlayacaktır.
- If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence.
Ben o zaman Tom'la birlikte tam oradaydım.
- I was right there with Tom at the time.
While some proteins clearly contain in their sequence all the information necessary to refold properly even after complete denaturation, others require the presence of membranes cotemporally with biosynthesis to ensure proper folding and insertion.
... Humans have to gather the seeds at the same time. ...
... and credits at the same time so the revenue stays in, but that we bring down rates to ...