Ben o zaman görevde değildim.
- I was off duty at the time.
Bay Clinton, o zamanlar Arkansas'ın valisiydi.
- Mr. Clinton was governor of Arkansas at the time.
Ben o zaman Tom'la birlikte tam oradaydım.
- I was right there with Tom at the time.
Tom masasını temizlemek için tam zamanında ofise gitmek istedi.
- Bill wanted to get to the office in good time to clean his desk.
Taksi tam zamanında geldi.
- The taxi arrived in good time.
... they will show up at the right place at the right time ...
... at the right time even before you ask for them. ...