at the needed time; within the required time; in the future, as time passes

listen to the pronunciation of at the needed time; within the required time; in the future, as time passes
Английский Язык - Турецкий язык

Определение at the needed time; within the required time; in the future, as time passes в Английский Язык Турецкий язык словарь

in time
zamanla

Zorluk zamanlarında bize yardımcı olur. - It helps us in times of difficulty.

Bir yenilik zamanla yok olur. - A novelty wears off in time.

in time
vaktinde

O ve ben vaktinde geldik. - She arrived on time. I arrived in time.

Saat 2.30'da buluşmam vardı ama trafiğe yakalandım ve oraya vaktinde varamadım. - I had an appointment at 2:30, but I was caught in traffic and couldn't get there in time.

in time
vakitli
in time
uygun zamanda
in time
uygun tempoda
in time
zamanında yetişmek

Ben ilk otobüse zamanında yetişmek için aceleyle kahvaltı yaptım. - I had breakfast in haste in order to be in time for the first bus.

Trene zamanında yetişmek için acele etti. - He hurried so as to be in time for the train.

in time
zaman içerisinde

Sorunu büyümeden halletmeyi zaman içerisinde öğreneceksiniz. - You'll learn in time that a stitch in time saves nine.

in time
erken

Evden biraz daha erken çıksaydın, zamanında olurdun. - If you had left home a little earlier you would have been in time.

Eğer erken kalkarsan okula zamanında varabilirsin. - If you get up early, you can be in time for school.

in time
1. vaktinde, zamanında (yetişmek/yetiştirmek): Can you finish this in time? Bunu vaktinde yetiştirebilir misiniz? We can't get there in time
in time
sırası gelince
Английский Язык - Английский Язык
in time
at the needed time; within the required time; in the future, as time passes

    Расстановка переносов

    at the needed time; with·in the re·quired time; in the future, as time passes

    Произношение

Избранное