Zaman zaman can sıkıcı baş ağrısı çekti.
- At times, he suffered from a painful headache.
Zaman zaman, ona güvenemiyorum.
- At times, I can't trust him.
O arada bir saldırganlaşır.
- He gets tough at times.
Bazen curve'ü carve ile karıştırıyorum.
- At times I confuse curve with carve.
Hoşuma gittiğin kadar, bazen su katılmamış bir pislik olabildiğini de düşünüyorum.
- As much as I like you, I think you can be a total jerk at times.
This means, at times, long and perhaps overly discursive discussions of other taxa.