Her zaman gidebilirsin.
- You can leave at any time.
Beni her zaman arayabilirsin.
- You can call me at any time.
Her an yağmur yağabilir.
- It may rain at any time.
Bina her an çökebilir.
- The building may crash at any time.
Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.
- Adopting the new policy was the best thing this company ever did.
Tom'un şimdiye kadar antika arabasını satmayı düşündüğünden şüpheliyim.
- I doubt that Tom would ever consider selling his antique car.
Her zaman bana uygun olacaktır.
- Any time will suit me.
Beni her zaman arayabilirsin.
- You can call me any time.
İstediğin herhangi bir zaman arabamı ödünç alabilirsin.
- You may borrow my car anytime you want to.
Herhangi bir zamanda başlayabilirsiniz.
- You can start anytime.
O gelmiş geçmiş en cesur askerdir.
- He is the bravest soldier that ever lived.
O gelmiş geçmiş en tehlikeli adam.
- He's the most dangerous man who ever lived.
Tom'un niçin Mary ile herhangi bir zamanda evlenmek istediğini merak ediyorum.
- I wonder why Tom ever wanted to marry Mary.
Tom'u herhangi bir zamanda tekrar göreceğimizi düşünüyor musun?
- Do you think we'll ever see Tom again?
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
- Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
Tokyo Kulesi'ni hiç gördün mü?
- Have you ever seen Tokyo Tower?
Hepinize teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim.
- Thank you, everybody. Thank you so much.
Dün oraya öğrencilerin hepsi gitmedi.
- Not every student went there yesterday.
Tom her ne zaman isterse gidebilir.
- Tom may leave anytime he wants to.
Size yardım etmekten her zaman mutlu olacağım.
- I will be glad to help you anytime.
Bana her zaman bir şey sor.
- Ask me anything anytime.
He's back and better than ever.
... So any time your body's in stress response, those ...
... have gone up, it's true, but they've gone up slower than any time in the last 50 years. ...