at all times; always

listen to the pronunciation of at all times; always
Английский Язык - Турецкий язык

Определение at all times; always в Английский Язык Турецкий язык словарь

forever
ilelebet
forever
ebediyen

O, kocasını ebediyen sevecek. - She'll love her husband forever.

Seni ebediyen seveceğim. - I'll love you forever.

forever
sonsuza kadar

Seni sonsuza kadar seveceğim. - I will love you forever.

O sonsuza kadar İngiltere'ye dönmüştü. - He had returned to England forever.

forever
daima

İyi bir kitap arkadaşların en iyisidir, bugün ve daima aynı. - A good book is the best of friends, the same today and forever.

Biz daima en iyi arkadaşlar olacağız. - We will be best friends forever.

forever
sürgit
forever
durmamacasına
forever
hep

Hep bugünün gelmesini bekledim. - I've waited forever for this day to come.

forever
kıyamete kadar
forever
ilanihaye
forever
devamlı
forever
durmadan
forever
sonsuza dek

Herkese karşı kaba davranamazsın ve sonsuza dek onun yanına kalacağını bekleyemezsin. - You can not be rude to everyone and expect to get away with it forever.

O, sonsuza dek Afrika'yı terk etti. - He left Africa forever.

forever
forevermore ebediyen
forever
mütemadiyen
Английский Язык - Английский Язык
forever
at all times; always
Избранное