Snacking between meals is a bad habit.
- Öğünler arasında atıştırmak kötü bir alışkanlıktır.
How do you avoid snacking between meals?
- Öğün aralarında atıştırmaktan nasıl uzak duruyorsun?
Tom took aim and fired a warning shot.
- Tom nişan aldı ve bir uyarı atışı yaptı.
The goalkeeper for France dived to the ground and saved Ronaldo’s shot.
- Fransa'nın kalecisi yere daldı ve Ronaldo'nun atışını kurtardı.
Tom watched Mary throwing rocks into the water.
- Tom Mary'nin taşları suya atışını izledi.
I can hear your heart beating.
- Senin kalp atışını duyabiliyorum.
Feel your heart beat!
- Kalbinizin atışını hissedin!
You should put something in your stomach before you go.
- Gitmeden bir şeyler atıştırmalısın.
Do you think the shooting was accidental?
- Atışın kazara olduğunu düşünüyor musunuz?
Every time I practice shooting, I miss the target.
- Her zaman atış yaparım, hedefi ıskalarım.
The patient doesn't have a pulse anymore.
- Hastanın artık bir nabız atışı yok.
He acquired the habit of snacking.
- O, atıştırma alışkanlığı kazandı.
There were many delicious snacks at the party.
- Partide birçok lezzetli atıştırmalıklar vardı.
The commander exposed his men to gunfire.
- Komutan adamlarını silah atışına maruz bıraktı.
Tom said he heard gunshots last night.
- Tom dün gece silah atışları duyduğunu söyledi.
I'm pretty sure Tom went outside before the gunshot, not after.
- Tom'un silah atışından önce dışarı gittiğinden oldukça eminim, daha sonra değil.
Do you think the shooting was accidental?
- Atışın kazara olduğunu düşünüyor musunuz?
This tank can shoot on the move.
- O tank hareket ederken atış yapabilir.
Our team scored five runs in the last inning.
- Ekip son atışta beş sayı kazandı.
He hit a home run in the first inning.
- İlk atışta tur vuruşunu yaptı.
I can hear your heart beating.
- Senin kalp atışını duyabiliyorum.