Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

assistance; relief; support

listen to the pronunciation of assistance; relief; support
Английский Язык - Турецкий язык

Определение assistance; relief; support в Английский Язык Турецкий язык словарь

comfort
konfor

O konfor içinde yaşamaktadır. - He lives comfortably.

Favori konfor gıdan nedir? - What's your favorite comfort food?

comfort
{i} rahat

Direksiyonun arkasında daha rahat hissediyorum. - I feel more comfortable behind the wheel.

İnsanlar rahat mı? Hayır. - Are people comfortable? No.

comfort
hoşluk
comfort
gönence
comfort
destek
comfort
refah
comfort
ferahlatmak

Tom Meryem'i ferahlatmak istedi. - Tom wanted to comfort Mary.

comfort
teselli

O, onu teselli etmeye çalıştı, ama o ağlamaya devam etti. - He tried to comfort her, but she kept crying.

Arkadaşım düşük yaptı ve onu nasıl teselli edeceğimi bilmiyorum. - My friend had a miscarriage and I don't know how to comfort her.

comfort
rahatlatmak

Tom Mary'yi rahatlatmak için elinden geleni yapıyor. - Tom is doing his best to comfort Mary.

Bir kadın kızdığında, onu rahatlatmak için ihtiyacın olan tek şey dört küçük öpücüktür. - When a woman's angry, four little kisses are all you need to comfort her.

comfort
konfor,v.konfor sağla: n.konfor
comfort
{f} avutmak

O ağladı ve ağladı ama hiç kimse onu avutmak için gelmedi. - She cried and cried, but nobody came to comfort her.

comfort
{f} memnun etmek
comfort
{i} teselli eden kimse
comfort
(isim) rahat, rahatlık, ferahlatıcı şey, refah, konfor; teselli, avuntu, teselli eden kimse, huzur; yardım
comfort
{f} yardım etmek
comfort
creature comforts bedeni rahatı sağlayan konfor comfortless kasvetli
comfort
teselli/
comfort
{f} rahat ettirmek

Ben sadece seni rahat ettirmek istedim. - I only wanted to make you comfortable.

Tom, Mary'yi rahat ettirmek için elinden gelenin en iyisini yaptı. - Tom did his best to comfort Mary.

Английский Язык - Английский Язык
comfort
assistance; relief; support
Избранное