assault; spasm, seizure; onslaught

listen to the pronunciation of assault; spasm, seizure; onslaught
Английский Язык - Турецкий язык

Определение assault; spasm, seizure; onslaught в Английский Язык Турецкий язык словарь

attack
hücum etmek
attack
saldırı

Düşman bütün gün saldırısına devam etti. - The enemy kept up their attack all day.

Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu. - At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.

attack
{i} hamle
attack
{f} tecâvüz etmek
attack
baskın yapmak
attack
yumulmak
attack
bozmak
attack
kriz

Babam dün bir kalp krizi geçirdi fakat yakınlarda bir kliniğe sahip olduğu için şanslıydı. - My father had a heart attack yesterday, but he was lucky to have a clinic close at hand.

Tom Mary'nin çatının kenarında durduğunu gördüğü zaman neredeyse kalp krizi geçirmişti. - Tom nearly had a heart attack when he saw Mary standing on the edge of the roof.

attack
{f} tutulmak
attack
(Askeri) TAARRUZ: Bir hareket yapmak üzere tayyarelerin bir hedefe yaklaşması
attack
(Nükleer Bilimler) kemirme (kimya)
attack
{f} uğraşmak
attack
yakalanma tutulma
attack
{f} taarruz etmek
attack
{f} çatmak
attack
isabet etmek
attack
tutmak
attack
aleyhinde söylemek
attack
{i} çatma
Английский Язык - Английский Язык
{i} attack
assault; spasm, seizure; onslaught

    Расстановка переносов

    assault; spasm, seizure; on·slaught

    Произношение

Избранное