Dün gece yatakta kitap okurken, ışık açıkken uykuya dalmışım.
- While I was reading in bed last night, I fell asleep with the light on.
Yuriko deniz biyolojisinden mezun bir öğrenci, bir balık tankının içinde uykuya daldı ve ahtapotlar ve deniz yıldızları ile kaplı olarak uyandı.
- Yuriko, a marine biology grad student, fell asleep inside a fish tank and awoke covered in octopuses and starfish.
O uyurken onu izlemekten hoşlanıyorum.
- I do like watching him when he is asleep.
O uyurken içeri bir hırsız girdi.
- A burglar broke in while he was asleep.
Yaşlı ayı derin uykuda.
- The old bear is fast asleep.
İnsanlar yaşarken uykudadır, öldüklerinde uyanırlar.
- Humans are asleep when they live, they wake up when they die.
Onun ayakları uyuşmuştu.
- His feet were asleep.
Onun sağ ayağı uyuşmuştu.
- His right leg was asleep.
Tom uyumaktan kendini alamadı.
- Tom couldn't help falling asleep.
Tom uyuyana kadar beklemem gerekti.
- I had to wait until Tom was asleep.
Mary çocuğu uyuyana kadar bekliyordu.
- Mary had been waiting till her child fell asleep.
Bu fırtınalı yaz gecelerinde uykuya dalmak zordur.
- It's hard to fall asleep on stormy summer nights.
Tom uykuya dalmak üzere.
- Tom is about to fall asleep.
Bakmaya gittiğimde çocuğu derin uykuda buldum.
- When I went to look, I found the boy fast asleep.
Ayı geldiğinde yaşlı adam derin uykudaydı.
- The old man was fast asleep when the bear came.
Radyo dinlerken uyuya kaldım.
- I fell asleep while listening to the radio.
Konferansın ortasında uyuya kaldık.
- I fell asleep in the middle of the lecture.
Eve gittiğimde yarı uyuyordum.
- I was half asleep when I went home.
Tom yarı uyuyor gibi görünüyor.
- Tom looks half asleep.
Louisa sat in the car crying, until her foot fell asleep. She shook her foot violently, afraid the numbness would turn to frostbite.
Why America (but not Canada) failed to set up a needed synfuels industry.
John Doe, fell asleep 1 January 2001.
He gently lifted the half-asleep child into bed.
When Frere had come down, an hour before, the prisoners were all snugly between their blankets. They were not so now; though, at the first clink of the bolts, they would be back again in their old positions, to all appearances sound asleep.