Az önce yemek yedim bu yüzden aç değilim.
- Acabo de comer, así que no tengo hambre.
İyi bir koltuk almak istiyorum bu yüzden erken gelmeyi planlıyorum.
- Quiero coger un buen sitio, así que planeo llegar pronto.
Niye bana böyle bakıyorsun?
- ¿Por qué me miras así?
Böylece birçok farklı ülkeden yeni arkadaşlar bulacaksın.
- Así encontrarás amigos nuevos en muchos países distintos.
Mary uyuşturucu kullanıyordu, bu yüzden polis onu tutukladı.
- Mary estaba consumiendo drogas, así que la policía la arrestó.
Sıcak bir gündü, bu yüzden yüzmeye gittik.
- Era un día cálido, así que fuimos a nadar.
Böylece birçok farklı ülkeden yeni arkadaşlar bulacaksın.
- Así encontrarás amigos nuevos en muchos países distintos.
Ben kendimi geliştirmek ve böylece gelecekte daha iyi olanaklara sahip olmak istiyorum.
- Yo quiero superarme y así tener mejores oportunidades en un futuro.
It seems that my son is now at a rebellious age and recklessly opposes us.
- Benim oğlum şimdi bir asi yaşta görünüyor ve pervasızca bize karşı çıkıyor.
Children have a tendency to become rebellious.
- Çocukların asi olma gibi bir eğilimleri var.
Children have a tendency to become rebellious.
- Çocukların asi olma gibi bir eğilimleri var.
The rebels sabotaged the railroad.
- Asiler demir yolunu sabote etti.
About thirty insurgents were killed.
- Yaklaşık otuz asi öldürüldü.
Tom is disobedient and rebellious.
- Tom itaatsiz ve asidir.
The father had trouble communicating with his wayward son.
- Baba, asi oğlu ile iletişim kurmakta sorun yaşamıştı.
Why are you so insubordinate to your boss?
- Niçin patronuna karşı çok asisin?