Jackson'ın gözleri buz gibi soğuklaştı.
- Jackson's eyes grew as cold as ice.
Onun yanakları buz gibi soğuktu.
- Her cheeks were as cold as ice.
Leyla buz gibi geceyi atlattı.
- Layla survived the ice-cold night.
Tom nehrin buz gibi suyuna düştü.
- Tom fell into the ice-cold water of the river.