Mesela, bu bir aşk şarkısı.
- For example, this is a love song.
Mesela, İngilizceyi seviyor musun?
- For example, do you like English?
Japonya güzel şehirlerle doludur. Örneğin, Kyoto ve Nara.
- Japan is full of beautiful cities. Kyoto and Nara, for instance.
Büyük şehirlerde, örneğin Londra'da, ağır dumanlı sis var.
- In large cities, in London for instance, there is heavy smog.
Mesela, bu bir aşk şarkısı.
- For example, this is a love song.
Mesela, İngilizceyi seviyor musun?
- For example, do you like English?
Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar.
- The cones of the jack pine, for example, do not readily open to release their seeds until they have been subjected to great heat.
Profesyonel çevirmenler çoğunlukla sadece tek bir alanda uzmanlaşırlar, örneğin hukuk ve tıp.
- Professional translators quite often specialize in just one field, for example law or medicine.
Bir Fransız, mesela, bir Rus şakasına gülmekte zorlanır.
- A Frenchman, for instance, might find it hard to laugh at a Russian joke.
Bir Fransız, mesela, bir Rus şakasına gülmekte zorlanır.
- A Frenchman, for instance, might find it hard to laugh at a Russian joke.
Many types of cheese exist, for example Gouda and Cheddar.
... example, whose voices have never been reflected in ...
... As a quick example of this idea, we hooked the stage lights up to Quake. And so as Anand ...