The earth is just a sphere suspended in space.
- Dünya sadece uzayda asılı duran bir küredir.
A crystal chandelier was hanging over the table.
- Bir kristal avize masanın üzerinde asılıydı.
There was a lamp hanging above the table.
- Masanın üzerinde asılı bir lamba vardı.
Tom was the one who gave me the painting that's hanging above my fireplace.
- Şöminemin üstünde asılı duran tabloyu bana veren kişi Tom'du.
There was a lamp hanging above the table.
- Masanın üzerinde asılı bir lamba vardı.
The picture was hung upside down.
- Resim baş aşağı asılı idi.
His pictures were hung on the wall.
- Onun resimleri duvarda asılı.