Fırtına onun zamanında ulaşmasını engelledi.
- The storm prevented her from arriving on time.
Fırtına zamanında ulaşmamızı engelledi.
- The storm prevented us from arriving on time.
Zamanında gelmediği için Tom Mary'ye özür dilemelidir.
- Tom should apologize to Mary for not arriving on time.
Onlar geç gelmeye devam edecekler.
- They'll go on arriving late.
Peron 2'ye gelen tren 4:35'te Shibuya'ya gidecek.
- The next train arriving at platform 2 will depart for Shibuya at 4:35pm.
Şimdi gelen otobüs, İç Hatlar Terminali 1 üzerinden Uluslararası Terminale gidiyor.
- The bus now arriving is going to the International Terminal via Domestic Terminal 1.
Biz, zamanında istasyona varmak istiyorsak acele etmeliyiz.
- We must hurry if we want to arrive at the station on time.
Nancy asla zamanında varmaktan geri kalmaz.
- Nancy never fails to arrive on time.
İtfaiyeciler umutsuzca olay yerine ulaşmak için çalışıyorlar. Umarız çok geç olmadan varırlar!
- Firefighters are trying desperately to reach the scene of the accident. Let's hope they arrive before it's too late!
Erken gelmek için elimden geleni yapacağım.
- I'll try my best to arrive early.
İşyerine ter içinde gelmek istemiyorum.
- I don't want to arrive all sweaty at work.
Viracopos'a sabah saat birde ulaştık.
- We arrived at Viracopos at one o'clock in the morning.
Truman, Beyaz Saray'a dakikalar içinde ulaştı.
- Truman arrived at the White House within minutes.
We arrived and booked in.
He had finally arrived on Broadway.
He died previous to my arrival.
- He died before I arrived.
... as sheltered leaving this can't be seen from the same o'quinn arriving here from ...
... you type, the results are arriving before you've even ...