O, zamanında varmak için koştu.
- He ran, so as to arrive on time.
Nancy asla zamanında varmaktan geri kalmaz.
- Nancy never fails to arrive on time.
Onun geç gelmesi nedeniyle planlarımız değişti.
- We changed our plans because of her late arrival.
Kaza ben gelmeden önce oldu.
- The accident happened previous to my arrival.
O, gelişi hakkında onu bilgilendirdi.
- She informed him of her arrival.
Ken trenin gelişini bekliyor.
- Ken is waiting for the arrival of the train.
İtfaiyeciler umutsuzca olay yerine ulaşmak için çalışıyorlar. Umarız çok geç olmadan varırlar!
- Firefighters are trying desperately to reach the scene of the accident. Let's hope they arrive before it's too late!
Onu varış saatinizi bildirirseniz, Tom sizi havaalanında karşılayabilir.
- Tom can meet you at the airport if you let him know your arrival time.
Ben varışını bekliyorum.
- I await your arrival.
O, ben varmadan önce oldu.
- It happened prior to my arrival.
Erken gelmek için elimden geleni yapacağım.
- I'll try my best to arrive early.
Ben gelmek istiyorum.
- I would like to arrive.
Tom ve Mary yeni gelenler arasındaydı.
- Tom and Mary were among the new arrivals.
Okula saat dokuzdan önce ulaşmalısın.
- You should arrive at school before nine.
Viracopos'a sabah saat birde ulaştık.
- We arrived at Viracopos at one o'clock in the morning.
He died before I arrived.
- He died previous to my arrival.