Seni tutuklamak için burada değilim.
- I'm not here to arrest you.
Seni tutuklamak için burada değiliz.
- We are not here to arrest you.
Polis, seni tutuklamak için burada değil.
- The police are not here to arrest you.
Tom'u tutuklamamız gerekiyor mu?
- Should we arrest Tom?
Fadıl'ın tutuklanması onun terör dönemini sona erdirdi.
- Fadil's arrest brought an end to his reign of terror.
Sami'nin tutuklanması onun terör dönemini sona erdirdi.
- Sami's arrest ended his reign of terror.
Ölüm sebebi ani kalp durmasıydı.
- The cause of death was cardiac arrest.
Onu tevkif etmiyorum.
- I'm not arresting her.
Onlar onu tevkif etti.
- They've arrested her.
Üç kişi gözaltına alındı.
- Three people were arrested.
Polis memuru Tom'u gözaltına aldı.
- The police officer placed Tom under arrest.
Asystolic cardiac arrest over the age of 70 is death.
İzinsiz girdiğin için tutuklusun.
- You're under arrest for trespassing.
Ben tutuklu değilim, değil mi?
- I'm not under arrest, am I?
I’m using mathesis — a universal science of measurement and order …And there is also taxinomia a principle of classification and ordered tabulation.Knowledge replaced universal resemblance with finite differences. History was arrested and turned into tables …Western reason had entered the age of judgement.
She was arrestingly beautiful.