Определение arousing curiosity, fascinating, engaging attention в Английский Язык Турецкий язык словарь
- interesting
- {s} ilginç
O bana ilginç görünüyor.
-It seems interesting to me.
Komşumla ilginç bir muhabbet ettim.
-I had an interesting conversation with my neighbor.
- interesting
- {s} ilgi çekici
Bu kitap ilgi çekicidir,üstelik çok eğitici.
-This book is interesting and, what is more, very instructive.
Bana ödünç verdiğin dergi çok ilgi çekici.
-The magazine you lent me is very interesting.
- interesting
- ilgilenerek
- interesting
- meraklı
- interesting
- {f} ilgilen
Bir sürü insan arabaları ilginç buluyor fakat ben onların hiç biriyle ilgilenmiyorum.
-A lot of folks find cars interesting, but I'm not interested in them at all.
O, şu anda ilginç bulduğu her şeyle ilgilenir.
-He goes in for whatever he finds interesting at the moment.
- interesting
- interestingly alâka uyandıracak surette
- interesting
- ilgilendir
- interesting
- çekici
O iş, çok ilgi çekici değildi. Ancak, ücreti iyiydi.
-That job wasn't very interesting. However, the pay was good.
Dünya'ya en yakın benzemede Mars hepsinden en ilgi çekici olanı.
-Mars is all the more interesting for its close resemblance to our Earth.
- interesting
- {s} enteresan
Çok enteresan yerler biliyorsun, değil mi?
-You know many interesting places, don't you?
Kitap enteresan mıydı?
-Was the book interesting?
Связанные Термины
Определение arousing curiosity, fascinating, engaging attention в Английский Язык Английский Язык словарь
- {s} interesting