O, takriben benimle aynı yaştadır.
- She's about the same age as I am.
O, takriben seninle aynı yaştadır.
- He's about the same age as you are.
Tom hemen hemen senin kadar uzun.
- Tom is just about as tall as you are.
Kız kardeşimle hemen hemen aynı yaşta gösterdiğimi söylerler.
- People say I look about the same age as my sister.
Beynin fonksiyonu hakkında çalışıyorlar.
- They study about the function of the brain.
Diğerleri hakkında kötü şeyler söyleme.
- Don't say bad things about others.
Aşağı yukarı katlanabileceğimin hepsi bu kadar.
- This is about all I can put up with.
Bu sandalyeyi onartmak aşağı yukarı ne tutar?
- About how much would it cost to have this chair repaired?
O fiyat değişikliği konusunda bir uyarı koydu.
- He put up a notice about the change in price.
Öyle şeyler konusunda bilgim yok.
- I don't know about things like that.
Çocuklarını etrafında topladı.
- She gathered her children about her.
Güneşin Samanyolu etrafında tam bir tur atması yaklaşık 230 milyon yıl alır.
- It takes the Sun about 230 million years to make one complete orbit around the Milky Way.
Tom, Vikingler'in dünya tarihine etkileri üzerine beş dakikalık bir sunum yaptı.
- Tom gave a five-minute presentation about the influence of the Vikings on world history.
Bir parça kağıdın üzerine, yanınızda oturan kişi hakkında hoşlandığınız bir şey yazın lütfen.
- Please write, on a piece of paper, something you like about the person sitting next to you.
Onun evi buralarda bir yerde.
- His house is somewhere about here.
Buralarda anahtarımı kaybettim.
- I lost my key about here.
Tom ayağa kalktı ve etrafına baktı.
- Tom stood up and looked about.
O, evin etrafına bakındı.
- He looked about the house.