Определение armed в Английский Язык Турецкий язык словарь
- {s} ateşli
- {s} zırhlı
- silahlı
Tom silahlı soygun için cezasını doldurdu.
- Tom did time for armed robbery.
Silâhlı kuvvetler tüm bölgeyi işgâl etti.
- The armed forces occupied the entire territory.
- {f} silahlandır
Modern savaş sanatı dövüşçüler gibi etkili olmak için tepeden tırnağa silahlandırılacak askerleri muhakkak gerektirmez.
- The art of modern warfare does not necessarily require soldiers to be armed to the teeth to be effective as combatants.
Tom ve Mary kendilerini bıçaklarla silahlandırdılar.
- Tom and Mary armed themselves with knives.
- {s} silâhlı
Silahlı kuvvetler bütün bölgeyi ele geçirmede başarılıydı.
- The armed forces succeeded in occupying the entire territory.
Silâhlı kuvvetler tüm bölgeyi işgâl etti.
- The armed forces occupied the entire territory.
- armed forces silahlı kuvvetler
- kollu
Dört kollu adam bankayı soydu ve 4 milyon dolar ile kaçtı.
- Four armed men held up the bank and escaped with $4 million.
- arm
- kol
Eğer onu kolundan yakalamasaydı, göletin içine düşmüş olacaktı.
- She would have fallen into the pond if he had not caught her by the arm.
Kollarımın altında terledim.
- I perspired under the arms.
- armed assault
- silahlı saldırı
- armed forces
- askeri kuvvetler
- armed forces courier
- (Askeri) silahlı kuvvetler kuryesi
- armed man
- silahlı adam
- armed service
- (Askeri) silahlı kuvvetler
- armed struggle
- silahlı mücadele
- armed attack
- silahlı saldırı
- armed forces
- silahlı kuvvet
Konferansta süper güçlerden, silahlı kuvvetlerini üçte bir oranında azaltmaları istendi.
- The conference called for the major powers to cut their armed forces by a third.
Silâhlı kuvvetler tüm bölgeyi işgâl etti.
- The armed forces occupied the entire territory.
- armed forces
- silahlı kuvvetler
Konferansta süper güçlerden, silahlı kuvvetlerini üçte bir oranında azaltmaları istendi.
- The conference called for the major powers to cut their armed forces by a third.
Silahlı kuvvetler bütün bölgeyi ele geçirmede başarılıydı.
- The armed forces succeeded in occupying the entire territory.
- armed forces censorship
- silahlı kuvvetler sansürü
- armed insurrection
- silahlı ayaklanma
- armed robbery
- silahlı soygun
Tom silahlı soygun için cezasını doldurdu.
- Tom did time for armed robbery.
Tom silahlı soygun için yargılandı.
- Tom stood trial for armed robbery.
- armed to the teeth
- tepeden tırnağa silahlı
- armed with prickles, as a plant
- prickles, bir bitki olarak silahlı
- Armed Forces Examining and Entrance Station
- (Askeri) Silahlı Kuvvetler İmtihan ve Giriş Yeri
- Armed Forces Identification Review Board
- (Askeri) Silahlı Kuvvetler Teşhis Adli Müşavirlik İnceleme Kurulu
- Armed Forces Medical Intelligence Center
- (Askeri) Silahlı Kuvvetler Sıhhiye İstihbarat Merkezi
- Armed Forces Professional Entertainment Overseas
- (Askeri) Silahlı Kuvvetler Denizaşırı Bölgeler Personel Dinlenme Merkezi
- Armed Forces Radio and Television Service
- (Askeri) Silahlı Kuvvetler Radyo ve Televizyon Hizmeti
- Armed Forces Radiobiology Research Institute
- (Askeri) Silahlı Kuvvetler Radyobiyoloji Araştırma Enstitüsü
- Armed Forces Staff College; United States Air Force specialty code
- (Askeri) Silahlı Kuvvetler Kurmay Akademisi; Birleşik Devletler Hava Kuvvetleri ihtisas kod numarası
- Armed Forces medical examiner
- (Askeri) Silahlı Kuvvetler tıbbi muayene görevlisi
- Armed Service Production Planning Office
- (Askeri) Silahlı Kuvvetler Üretim (Tedarik) Planlama Bürosu
- Armed Services Blood Program
- (Askeri) Silahlı Kuvvetler Kan Programı
- Armed Services Blood Program Office
- (Askeri) Silahlı Kuvvetler Kan Programı Ofisi
- Armed Services Whole Blood Processing Laboratories
- (Askeri) Silahlı Kuvvetler Toplam Kan İşleme Laboratuarları
- armed bandit
- (Askeri) silahlı çete
- armed escort
- (Askeri) Silahlı refakat
- armed escort
- (Askeri) silahlı refakatçi
- armed force
- silahlı güç
Bu Birleşmiş Milletler kararı İsrail'in silahlı güçlerinin son çatışmalarda işgal edilen bölgelerden çekilmesini istemektedir.
- This United Nations resolution calls for the withdrawal of Israel armed forces from territories occupied in the recent conflict.
- armed forces
- (isim) silâhlı kuvvetler
- armed forces
- {i} silâhlı kuvvetler
Silahlı kuvvetler bütün bölgeyi ele geçirmede başarılıydı.
- The armed forces succeeded in occupying the entire territory.
Silahlı kuvvetlerin hangi kolundaydın?
- Which branch of the armed forces were you in?
- armed forces
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER: Bir ülkenin veya ülkeler topluluğunun askeri kuvvetleri. Ayrıca bakınız: "forces"
- armed forces censorship
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER SANSÜRÜ: Silahlı kuvvetlere mensup şahıslara veya bu kuvvetlere refakat eden yada hizmet gören kimselere ait, gelen ve giden şahsi haberleşmelerin incelenmesi ve kontrolu. Ayrıca bakınız: "censorship"
- armed forces college
- (Askeri) silahlı kuvvetler akademisi
- armed forces courier
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER KURYESİ: Silahlı kuvvetler kurye hizmet görevlerini ifa etmek üzere atanan ve silahlı kuvvetler kurye hizmeti kimlik kartına sahip bir subay. Ayrıca bakınız: "courier"
- armed forces courier service
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER KURYE HİZMETİ: Subay kuryeler tarafından, muhafaza altında teslim ve tesellümü gerektiren dökümanların emin bir şekilde ve süratle gönderilmesi için mevcut usullerden birini temin eden Kara, Hava ve Deniz Kuvvetlerinin müşterek bir bürosu
- armed forces courier station
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER KURYE GÖREVİ: Silahlı Kuvvetler kurye hizmetlerine ait malzemenin kabulü, işlem görmesi ve gönderilmesi için ilgili askeri daire tarafından onaylanan ve karargah, Silahlı Kuvvetler kurye hizmeti tarafından resmen belirlenen bir kara, deniz veya hava kuvvetleri faaliyeti
- armed forces disciplinary control board
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER DİSİPLİN KONTROL KURULU: Bir veya daha çok kuvvete mensup komutanı temsil eden subaylardan oluşan ve kendi sorumluluk bölgesi içindeki Silahlı kuvvetler personelinin disiplini, sağlığı, morali ve refahı üzerinde olumsuz etki yapabilecek durumları inceleyen ve giderilmesine çalışan bir kurul
- armed forces examining station
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER MUAYENE İSTASYONU: Silahlı kuvvetlerin Dört Sınıfı ve İhtisas Ayırma Hizmeti (Selective Service) tarafından, kendisine havale edilen gönüllü veya celp durumundaki şahısların zihni ve bedeni niteliklerini tayin için kurulmuş bir teşkil
- armed forces induction station
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER ASKERLİK ŞUBESİ: Şahısların silahlı kuvvetlerine celp suretiyle alınma durumlarını tespit ve elverişli görülenleri kabul edip çeşitli sınıflara tahsis için kurulmuş bir teşkil
- armed forces industrial college
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER ENDÜSTRİ AKADEMİSİ: Bak. "Industrial College of the Forces". ARMED FORCES INFORMATION AND EDUCATION DIVISION: SİLAHLI KUVVETLER HALKLA MÜNASEBETLER VE ÖĞRETİM DAİRESİ
- armed forces information school
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER OKULU: Milli savunma bakanlığının murakabesi altında çalışan, müşterek bir öğretim müessesesi. Basın ve halkla ilişkiler ile ilgili sahalarda, Kara, Deniz ve Hava kuvvetleri tarafından ihtiyaç gösterilen uzmanların birleşik askeri eğitimini sağlar
- armed forces institute of pathology
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER PATOLOJİ ENSTİTÜSÜ
- armed forces intelligence
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER İSTİHBARATI: Stratejik istihbaratın yabancı devletler silahlı kuvvetleriyle ilgili kısmı
- armed forces medical procurement agency
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER TIBBİ TEDARİK BÜROSU: ARMED FORCES OF THE UNITED STATES: AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ SİLAHLI KUVVETLERİ: Kara, Deniz, Hava Kuvvetleri, Deniz Piyadeleri ve sahil korumanın bütün kısımlarını müştereken belirtmek üzere kullanılan bir terim
- armed forces police
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER İNZİBATI: Birden çok kuvvetin devamlı garnizon dışı inzibat merkezleri bulundurduğu toplu yerlerde faaliyette bulunan müşterek kuvvetler inzibat teşkilatı mensupları
- armed forces police
- (Askeri) silahlı kuvvetler inzibatı
- armed forces press service
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER BASIN HİZMETİ
- armed forces procurement regulations
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER TEDARİK YÖNETMELİĞİ: A. B. D. 10 sayılı Kanun 137 nci Bölümün verdiği yetki dahilinde, ikmal maddeleri ve hizmet tedariki ile ilgili Kara, Deniz, Hava Kuvvetleri müşterek usullerini gösterir yönetmelik
- armed forces qualification test
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER NİTELİK TESTİ: Gönüllü ve celp suretiyle silahlı kuvvetlere verileceklerin zeka durumlarını tayin için yapılan test. Nitelik sahibi insan gücünü Silahlı kuvvetlerden her birine, zeka kategorilerine dayanarak dağıtımını temin için faydalanılır
- armed forces radio service
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER (RADYO) TELSİZ HİZMETİ
- armed forces reserve center
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER İHTİYAT EĞİTİMİ MERKEZİ: A. B. D. Müşekkel İhtiyat Birlikleri ile Kara Ordusu Müşekkel İhtiyat Personelinin eğitimi için faydalanılan bir iş yeri, faaliyet merkezi veya tesis
- armed forces reserve medal
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER İHTİYATLIK HİZMETİ MADALYASI: A. B. D. Silahlı Kuvvetleri Müşekkel İhtiyat Asli unsurlarından birinde arasız 12 yıl içinde 10 yıl hizmet görenlere verilen bir madalya. Ayrıca bak "ten years device"
- armed forces screen reports
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER SİNEMA HABERLERİ: Kara Kuvvetleri tarafından hazırlanan 20: 30 dakikalık sinema filmleri. Bu filmlerde daha çok, yeni askeri gelişmeler veya askerleri ilgilendiren diğer konulara ait üç veya dört değişik durum gösterilir
- armed forces special weapons project
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER ÖZEL SİLAHLAR PROJESİ
- armed forces staff college
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER HARP AKADEMİSİ: Genelkurmaya (Müşterek Kurmay Başkanları Heyetine) bağlı bir öğretim müessesesi. Bu müessese; muharip ve yardımcı sınıflara mensup bütün yüksek rütbeli subaylara, kendi sınıfları dışındaki branşların taktik ve stratejileri hakkında bilgi verir; Daha sonra, müşterek ve kombine (birleşik) harekat hakkında kombine bir bilgi sağlar. ARMED MINE (AMERİKA SAVUNMA BAKANLIĞI, NATO) (DOD, NATO): KURULU MAYIN: Bütün emniyet araçlarının sökülmüş olduğu ve mayın dök'wn işleminden sonra bütün otomatik emniyet tertibatının ve/veya geciktirme mekanizmalarının faaliyete geçmiş olduğu bir mayın, Böyle bir mayın, bir hedef sinyalini, etkisini veya temasını almaya hazır olacaktır. Ayrıca bakınız: "mine". ARMED MINE (AMERİKAN SAVUNMA KURULU): KURULU MAYIN: Faaliyete geçmeye hazır bir mayın. Ayrıca bakınız: "mine". ARMED RECONNAISSANCE (AMERİKA SAVUNMA BAKANLIĞI; AMERİKAN SAVUNMA KURULU): SİLAHLI KEŞİF: Önceden kararlaştırılmış hedeflere değil de, tahsis edilmiş genel bölgelerde veya görevlendirilen ulaştırma yolları üzerinde rastlayacağı düşman malzemesi, personeli veya tesisleri nevinden hedefleri tespit ve bunlara taarruz amacı güden bir görev
- armed forces staff college
- (Askeri) Silahlı Kuvvetler Harp Akademisi
- armed from tip to toe
- tepeden tırnağa silahlı
- armed gang
- (Askeri) silahlı çete
- armed gurnard
- (Gıda) dikenli öksüz balığı
- armed insurgency
- (Askeri) silahlı isyan
- armed militia
- silahlı milis
- armed offshoot
- bir grup ya da örgütün silahlı kanadı
- armed person
- silahlı kişi
- armed position
- hazır durum
- armed position
- (Havacılık) işletme hazır durum
- armed rebellion
- silahlı ayaklanma
- armed reconnaissance
- (Askeri) silahlı keşif
- armed reconnaissance
- (Askeri) (NATO) SİLAHLI KEŞİF: Önceden kararlaştırılmış hedeflere değil de, tahsis edilmiş genel bölgelerde veya görevlendirilen ulaştırma yolları üzerinde rastlayacağı düşman malzemesi, personeli veya tesisleri nevinden hedefleri tespit ve bunlara taarruz amacıyla çıkarılan bir hava keşif görevi
- armed robbery
- silâhlı soygun
Tom silahlı soygun ile suçlandı.
- Tom was charged with armed robbery.
Tom, silahlı soygundan dolayı suçlu olduğunu itiraf etti.
- Tom pleaded guilty to armed robbery.
- armed services
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER: Buna sadece "services" de denir. Bak. "Armed Forces of the United States"
- armed services committee
- silahlı hizmetler komitesi
- armed services medical regulating office
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER SIHHİ DÜZENLEME BÜROSU
- armed services petroleum board
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER PETROL KURULU
- armed services petroleum purchasing agency
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER PETROL SATINALMA BÜROSU
- armed strike reconnaissance
- (Askeri) Ateşli keşif
- armed sweep
- (Askeri) ZIRHLI TARAMA: Mayın Bağlantılarını kesmekteki becerisini artırmak üzere kesici veya diğer araçların monte edildiği tarama
- armed terrorist organization
- (Politika, Siyaset) silahlı terör örgütü
- armed vehicle
- (Askeri) SİLAHLI ARAÇ: Herhangi bir silahla teçhiz edilmiş araç. Bu terim, zırhlı araç anlamına gelen "armored vehicle" ile karıştırılmamalıdır
- armed with a lance or spear
- (Askeri) mızraklı
- arm
- silâh
Böylesine büyük bir silahlanma için paramızın olup olmadığı sorusunu göz önüne almalıyız.
- We must consider the question of whether we can afford such huge sums for armaments.
Silah ihracatı yasaklandı.
- The export of arms was prohibited.
- arm
- {i} otorite
- arm
- kısım
- arm
- fakir
- arm
- kuvvet
Silahlı kuvvetlerin hangi kolundaydın?
- Which branch of the armed forces were you in?
Silâhlı kuvvetler tüm bölgeyi işgâl etti.
- The armed forces occupied the entire territory.
- arm
- bölüm
Galaksinin Yay ve Perse takım yıldızı bölümleri binlerce yıl keşfedilmemiş olarak kaldı.
- The Sagittarius and Perseus Arms of the galaxy remained unexplored for thousands of years.
- turkish armed forces
- (Askeri) türk silahlı kuvvetleri
- arm
- {i} koy
O, kolunu onun beline koydu.
- He put his arm around her waist.
Tom kolunu Mary'nin etrafına koydu.
- Tom put his arm around Mary.
- arm
- koltuk kolu
- arm
- askerlik
- arm
- askerlik hizmeti
- arm
- silahlandırmak
Gemilerini silahlandırmak için izin istediler.
- They asked for permission to arm their ships.
- arm
- şube kol
- arm
- yetke
- arm
- erk
Erkek kardeşim bir ağaçtan düştü ve kolunu kırdı.
- My brother fell out of a tree and broke his arm.
O erkeğin kolu benimkine hafifçe çarptı.
- His arm brushed against mine.
- arm
- güç
Japonya'nın ordusu çok güçlüydü.
- Japan's army was very powerful.
O zaman Almanya'nın güçlü bir ordusu vardı.
- Germany then had a powerful army.
- arm
- giysi kolu
- arm
- silah
Askerlerin bol miktarda silahları vardı.
- The troops had plenty of arms.
Böylesine büyük bir silahlanma için paramızın olup olmadığı sorusunu göz önüne almalıyız.
- We must consider the question of whether we can afford such huge sums for armaments.
- arm
- {f} silahlandır
Gemilerini silahlandırmak için izin istediler.
- They asked for permission to arm their ships.
Tom bir tabanca ve bir bıçakla kendini silahlandırdı.
- Tom armed himself with a gun and a knife.
- double armed
- çift kollu
- double-armed
- çift kollu
- lightly armed
- hafif silahlı
- one-armed
- çolak
- one-armed bandit
- kollu kumar makinesi
- arm
- kolu
- full of spines; armed with thorns; thorny
- spines dolu; dikenle silahlı; dikenli
- heavily armed
- Ağır silahlı
- re-armed
- yeniden silahlı
- ARM
- (Askeri) antiradyasyon füzesi (antiradiation missiles)
- Air Force Reserve Command; Armed Forces Recreation Center
- (Askeri) Hava Kuvvetleri İhtiyat Kuvveti Komutanlığı; Hava Kuvvetleri Eğlence ve Dinlenme Merkezi
- Air Force contract augmentation program; Armed Forces contract augmentation prog
- (Askeri) Hava Kuvvetleri sözleşme takviye programı; Silahlı Kuvvetler sözleşme takviye programı
- Office of the Armed Forces Medical Examiner
- (Askeri) Silahlı Kuvvetler Sıhhi Denetim Dairesi
- Unified Action Armed Forces
- (Askeri) Kara Birlikleri Müşterek Harekatı
- arm
- savaşa hazırlamak
- arm
- {i} cephane
Ordu cephaneliğini düşmana bıraktı.
- The army surrendered its arsenal to the enemy.
- arm
- {i} dal
Bebek annesinin kucağında uykuya dalmıştı.
- The baby was sound asleep in her mother's arms.
- arm
- silahlandırma
Gemilerini silahlandırmak için izin istediler.
- They asked for permission to arm their ships.
- arm
- donatım teçhizat
- arm
- {f} silahlandırmak; silahlanmak
- arm
- teçhiz etmek
- arm
- {i} körfez
- arm
- {f} sağlamak
Onlar teröristlere silah sağlamakla suçlandılar.
- They were accused of supplying arms to terrorists.
- arm
- asker
Tom askere yazılmaya karar verdi.
- Tom decided to enlist in the army.
Modern savaş sanatı dövüşçüler gibi etkili olmak için tepeden tırnağa silahlandırılacak askerleri muhakkak gerektirmez.
- The art of modern warfare does not necessarily require soldiers to be armed to the teeth to be effective as combatants.
- arm
- {f} silâhlanmak
- arm
- {f} destek olmak
- arm
- {i} şube
- arm
- {f} elini uzatmak
- arm
- askeri kuvvetlerin bir kolu
- arm
- {f} silâhlandırmak
Gemilerini silahlandırmak için izin istediler.
- They asked for permission to arm their ships.
- arm
- silaha sarılmak
- arm
- {i} pazı
- arm
- {f} sarılmak
Tom bana sarılmak için kollarını açtı.
- Tom opened his arms to hug me.
Mary bana sarılmak için kollarını açtı.
- Mary opened her arms to hug me.
- arm
- (Askeri) MUHARİP SINIF: Kara Ordusu'nda; piyade, topçu, zırhlı birlik gibi, başlıca görevi muharebe olan sınıflar
- arm
- teçhiz
- arm
- {f} zırh giydirmek
- arm
- {f} donatmak
- arm
- arm
- armed conflict
- (Hukuk) silahlı çatışma
- committee on armed services
- silahlı hizmetler komitesi
- fully armed
- tepeden tırnağa silahlı
- law of armed conflict
- (Askeri) silahlı çatışma hukuku
- one armed
- tek kollu
- one armed bandit
- kumar makinası
- one armed bandit
- para ile çalışan kollu satış makinası
- one armed bandit
- slot makinası
- one armed bandit
- otomatik satış makinası
- open armed
- içten
- open armed
- candan
- open armed
- samimi
- take place for an armed fight
- çatışma çıkmak
- the armed forces
- silâhlı kuvvetler
- unified action armed forces
- (Askeri) SİLAHLI KUVVETLER MÜŞTEREK HAREKET YÖNETMELİĞİ: İki veya daha fazla kuvvetin veya unsurunun birlikte yapacakları faaliyetler için ABD Silahlı Kuvvetlerinin faaliyet ve uygulamalara yön veren prensipleri, doktrinleri ve faaliyetleri ortaya koyan yayın
- united states armed forces
- (Askeri) ABD SİLAHLI KUVVETLERİ: Kara Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri, Deniz Piyade Teşkilatı ve kıyı Muhafaza teşkilatının muvazzaf asli teşkillerini toplu olarak ifade için kullanılan terim. Ayrıca bak "armed forces of the united states"
- united states armed forces
- (Askeri) abd silahlı kuvvetleri
- united states armed forces institute
- (Askeri) ABD SİLAHLI KUVVETLERİ ENSTİTÜSÜ: Milli Savunma Bakanlığına personeline görev dışı öğretim vasıta ve hizmetleri sağlar. UNITED STATES ARMY OR ARMY OF THE UNITED STATES: AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ ORDUSU: Bu terimler; ABD Hava Kuvvetleri gibi kanunla tesis edilmiş kısım dışında, ABD Anayasasında sözü geçen Kara Ordusunun veya Orduları ifade eder. (united states army) terimi, (army of the united states) terimi yerine tercihen kullanılacaktır. ABD. Kara Ordusu (united states army); Muvazzaf ordusu (regular army), ABD Milli Muhafız Teşkilatı (U. S. National Guard) ile Kara Ordusu Müşekkel İhtiyat Teşkilatını (army reserve) ve bu asli teşkillere tayin edilen, gönüllü olarak veya celp suretiyle giren bütün personeli; asli bir teşkil belirtilmeden tayinle, gönüllü olarak veya celp suretiyle gelmiş bütün personeli ihtiva ettiği gibi, kanunla Federal hizmete çağrılmış eyalet, özel bölge (territory) ve Kolombiya mıntıkası Milli Muhafızları dahil, Ordu'da faal göreve alınan bütün ihtiyatları veya askere alınan bütün şahısları içine alır. Bununla beraber; (U. S. Army) terimi, bazı hallerde kanun metinlerinde, muvazzaf Ordu (regular army) anlamına kullanılmıştır ve bu gibi kanun metinlerine özel atıf yapılmadan, bu anlamda kullanılmayacaktır