arbeitsstücke

listen to the pronunciation of arbeitsstücke
Английский Язык - Турецкий язык

Определение arbeitsstücke в Английский Язык Турецкий язык словарь

pieces
(Muzik) parça

Bir pastayı eşit parçalara ayırma oldukça zordur. - Cutting a cake into equal pieces is rather difficult.

Tom pastayı altı parçaya böldü. - Tom cut the pie into six pieces.

works
(Askeri) bayındırlık
works
asar
works
(Askeri) tahkimat
workpieces
parçaların
pieces
parçalar

O, mektubu parçalara ayırdı. - She tore the letter into pieces.

Cam parçalara bölündü. - The glass broke to pieces.

work items
(Bilgisayar) çalışma öğeleri
works
{i} fabrika

Benim babam bir fabrikada çalışır. - My father works in a factory.

Babam bir fabrika için çalışmaktadır. - My father works for a factory.

works
{i} çalışmalar

Bu, telif hakkı ile korunan bir materyalin çevirisiydi, bu yüzden telif hakkı sahiplerinin türetilmiş çalışmaları kontrol etme hakkı olduğu için onu iptal ettim. - This was a translation of copyrighted material, so I deleted it since copyright owners have the right to control derivative works.

Onun çalışmalarından hiçbirini görmedim. - I have seen neither of his works.

works
{i} eserler

Şekspir'in tüm eserlerine sahibim. - I have the complete works of Shakespeare.

Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi? - Can computers actually translate literary works?

works
{i} tesis

Karıştırma tesisinden şantiyeye beton taşımak için doksan dakikamız var. - We have ninety minutes to carry the concrete from the mixing plant to the worksite.

Beton karma tesisi sadece şantiyeden bir mil uzakta. - The concrete mixing plant is just a mile from the worksite.

works
{i} yapıtlar
works
(isim) fabrika, imalathane, iş, atölye, işler, eserler, yapıtlar, çalışmalar, tesis, yapı, istihkâm
works
{i} atölye

Atölyesinde bir tablo yapıyor. - He's making a table in his workshop.

Tom'un bodrumunda bir atölyesi var. - Tom has a workshop in his basement.

works
work işle/çalıştır/çalış
works
{i} imalathane
works
{i} işler

Ben işlerin kontrolünü aldım. - I got control of the works.

Birisi işleri baltaladı. - Someone's put a spanner in the works.

works
parça/eser/iş
works
{i} yapı

O tamamen reklam yapıldığı gibi çalışır. - It works exactly as advertised.

Tom evinin yakınındaki bir spor salonunda egzersiz yapıyor. - Tom works out in a gym near his house.

Немецкий Язык - Английский Язык
workpieces
pieces of work
pieces
works
work items
workparts
work-pieces