arazili

listen to the pronunciation of arazili
Турецкий язык - Английский Язык
(Kanun) landed
Simple past tense and past participle of land

He finally landed a new job.

{a} having an estate in land, set on shore
In possession of land
Past tense of to land
owning or consisting of land or real estate; "the landed gentry"; "landed property"
owning or consisting of land or real estate; "the landed gentry"; "landed property
Having an estate in land
Consisting in real estate or land; as, landed property; landed security
Landed means owning or including a large amount of land, especially land that has belonged to the same family for several generations. Most of them were the nobility and the landed gentry
{s} possessing property or land; containing land, consisting of land
arazi
terrain

Unfamiliar terrain can be difficult to traverse. - Alışık olunmayan araziyi geçmek zor olabiliyor.

Situated on hilly terrain, the cathedral can be seen from a long distance. - Tepelik arazide yer alan katedral uzun bir mesafeden görülebilir.

arazi
land

He sold all his land. - O bütün arazisini sattı.

He distributed his land among his sons. - O, arazisini oğulları arasında dağıttı.

arazi
landed
arazi
{i} country

Nobody wanted to buy land in my country. - Kimse ülkemden arazi satın almak istemedi.

Tom owns a small piece of land in the country. - Tom memlekette küçük bir araziye sahiptir.

arazi
terrane
arazi
acres

Sami owns hundreds of acres of land south of Cairo. - Sami, Kahire'nin güneyinde yüzlerce dönüm araziye sahiptir.

I have purchased eight acres of land for my retirement. - Benim emekliliğim için sekiz dönüm arazi satın aldım.

arazi
holding
arazi
all-ter'rain
arazi
acre

Tom owns several acres of land. - Tom birkaç akre araziye sahiptir.

Sami owns hundreds of acres of land south of Cairo. - Sami, Kahire'nin güneyinde yüzlerce dönüm araziye sahiptir.

arazi
(Askeri,Jeoloji) field

Earth has mountains, forests, fields, animals and people. - Dünyada dağlar, ormanlar, tarım arazileri, hayvanlar ve insanlar vardır.

This writer spent several years in the field with the troops. - Bu yazar, birliklerle birlikte arazide birkaç yıl geçirdi

arazi
real property
arazi
dominion
arazi
plot

This plot of land is my property. - Bu arazi parçası benim malımdır.

arazi
territory
arazi
estate

Tom inherited his uncle's estate. - Tom amcasının arazisini miras olarak aldı.

arazi
property

This land is my property. - Bu arazi benim mülkiyetimdir.

That tree is on Tom's property. - O ağaç Tom'un arazisinin üzerinde.

arazi
moor
arazi
glebe
Arazi
landuse
arazi
in land
arazi
country; terrain
arazi
lands; territory
arazi
soil
arazi
landed property
arazi
all terrain
arazi
premises
arazi
open land, fields, or spaces
arazi
piece of land; land
arazi
land, country; ground, terrain; domain, estate, real property
arazi
off-highway
arazi
tract
Английский Язык - Английский Язык

Определение arazili в Английский Язык Английский Язык словарь

Arazi
{i} family name (Hebrew)
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение arazili в Турецкий язык Турецкий язык словарь

ARAZÎ
(Osmanlı Dönemi) Araza âit ve mensub. Araza dâir ve ilgili
ARÂZİ
(Osmanlı Dönemi) (Arz. C.) Yerler. Ekilen toprak. Ekilen yerler
Arazi
yerey
Arazi
(Osmanlı Dönemi) KATİA
arazi
(Osmanlı Dönemi) sonradan ortaya çıkan, dolayısıyla
arazi
Yeryüzü parçası
arazi
Yer yüzü parçası, yerey, yer, toprak
arazi
Yeryüzü parçası, yerey, yer, toprak: "Orman içinden nakledilen köyler halkına ait araziler, Devlet ormanı olarak derhâl ağaçlandırılır."- Anayasa
arazili
Избранное