Определение araştırma в Турецкий язык Английский Язык словарь
- survey
This survey is too long to finish quickly.
- Bu araştırma hızlı bir şekilde bitiremeyecek kadar çok uzun.
He ordered them to survey population growth.
- Onlara nüfus artışını araştırmalarını emretti.
- search
I never for a moment imagined that I'd be singled out for a full body search.
- Tam bir vücut araştırması için seçileceğimi bir an bile asla hayal etmedim.
She went in search of a doctor for her sick baby.
- O, hasta bebeği için doktor araştırmaya gitti.
- research
The teacher gave him a failing grade for basing his report on discredited research.
- Öğretmen onun itibarsız araştırmasıyla ilgili raporuna dayandırarak ona başarısız notu verdi.
The research institute was established in the late 1960s.
- Araştırma enstitüsü, 1960'ların sonlarında kurulmuştur.
- investigation
It is clearly shown in Johnson's investigation that passive smoking is very harmful.
- Pasif içiciliğin çok zararlı olduğu Johnson'ın araştırmasında açıkça gösterilmektedir.
The investigation is ongoing.
- Araştırma devam ediyor.
- {i} study
Tom devoted his whole life to studying sharks.
- Tom bütün hayatını köpek balıklarını araştırmaya adadı.
A study reports that 53,000 Americans die each year as a result of secondhand smoke.
- Bir araştırmaya göre her yıl 53.000 Amerikalı pasif içicilik sonucu ölüyor.
- investigative
Tom is an investigative reporter.
- Tom bir araştırmacı muhabirdir.
Tom is an investigative journalist.
- Tom bir araştırmacı gazetecidir.
- inquiry
This discovery opened up the floodgates to research and led to the establishment of the discipline as a legitimate field of inquiry.
- Bu keşif araştırma yapmak için bent kapaklarını açtı ve soruşturmanın meşru alanı olarak disiplin kurulmasına neden oldu.
- probe
- quest
The boy succeeded in his quest, guided by the spirit of a squirrel.
- Bir sincap ruhu tarafından yönlendirilen çocuk araştırmasında başarılı olmuştu.
I'm doing some history research and would like to ask you a few questions.
- Biraz geçmişi araştırma yapıyorum, ve size birkaç soru sormak istiyorum.
- exploration
From the standpoint of ecology, Antarctica should be reserved solely for research, not for tourism or for commercial exploration.
- Ekoloji açısından, Antarktika turizm için ya da ticari keşif için değil, sadece araştırma için korunmalıdır.
- explorative
- (Hukuk) investigation, research
- checkup; discourse
- disquisition
- inquisitorial
- of research
This technology will open up a whole new avenue of research.
- Bu teknoloji araştırma ile ilgili yepyeni bir cadde açacaktır.
What kind of research does the organization do?
- Organizasyon ne tür araştırma yapar?
- checkback
- exploratory
- pursuit
- inquiries
- ascertainment
- checkover
- inquisitional
- research, investigation, inquiry, exploration, study, search
- reconnoiter
- prospecting
- reconnoitre
- (Ticaret) observation
- examination
- {i} surveying
- scrutiny
- hunting
- to research
- {i} discourse
- {i} review
- {i} checkup
- araştırmak
- search
Tom spent the whole evening searching the Web for photos of famous people.
- Tom bütün akşamı ünlü kişlerin fotoğrafları için Web'i araştırmakla geçirdi.
He came to Tokyo in search of employment.
- İstihdamı araştırmak için Tokyo'ya geldi.
- araştırmak
- {f} investigate
It's my business to investigate such things.
- Bu tür şeyleri araştırmak benim işim.
A committee has been set up to investigate the problem.
- Sorunu araştırmak için bir komite kuruldu.
- araştırma ekibi
- research team
- araştırma görevlisi
- Researcher
- araştırma kavramı
- notion of research
- araştırma sistemi
- research system
- araştırma sonuçları
- research results
- araştırma yapma
- research
- araştırma yapmak
- Make a research
- araştırma yapılmaktadır
- searches are ongoing
- Araştırma ve Geliştirme Avrupa Komitesi
- (Hukuk) European Research and Development Committee (ERDC)
- Araştırma ve Özel Programlar İdaresi
- (Askeri) Research and Special Programs Administration
- AraştırmaGeliştirme Politikası
- (Hukuk) (Ar-Ge) Research and Development (R&D) Policy
- araştırma delmesi
- prospection drilling
- araştırma filmi
- research film
- araştırma grubu
- study group
- araştırma görevlisi
- researcher (a title which appertains to a particular academic rank within a university faculty)
- araştırma ile ilgili
- explorative
- araştırma ile ilgili
- exploratory
- araştırma istasyonu
- research station
- araştırma konusu
- study
- araştırma kuyusu
- prospect shaft
- araştırma laboratuvarı
- research laboratory
- araştırma merkezi
- research center
- araştırma programı
- research programme
- araştırma sondajı
- prospection drilling
- araştırma ve ziyaret yerleri
- (Hukuk) places - visit and search
- araştırma yapma hakkı
- right of search
- araştırma yapmak
- shop around
- araştırma yazısı
- tracer
- araştırma yazısı
- tracer composition
- araştırma yöntemi
- investigation method
- araştırma, değerlendirme ve sistem analizi
- (Askeri) research, evaluation, and system analysis
- araştırma, geliştirme ve tedarik
- (Askeri) research, development, and acquisition
- araştırma, geliştirme, deneme ve değerlendirme
- (Askeri) research, development, test and evaluation
- araştırma, irtibat ve keşif partisi
- (Askeri) survey, liaison, and reconnaissance party
- Arazi Koruma Araştırma Enstitüsü
- (Hukuk) Plant Protection Research Institutes
- Arazi Koruma Merkezi Araştırma Enstitüsü
- (Hukuk) Plant Protection Central Research Institute
- araştırmak
- seek
- araştırmak
- study
The real definition of science is that it's the study of the beauty of the world.
- Bilimin gerçek tanımı, dünyanın güzelliğini araştırmaktır.
Professor Kay has been studying insects for forty years.
- Profesör Kay kırk yıldır böcekleri araştırmaktadır.
- araştırmak
- inquire
- araştırma yapmak
- {f} research
He was awarded a scholarship to do research for the foundation.
- O, vakıf adına araştırma yapmak için bir burs kazandı.
They asked a medical expert to do more research.
- Onlar daha fazla araştırma yapmak için bir tıp uzmanı istedi.
- araştır
- {f} quest
He went on a quest to find the point where the sky touches the Earth.
- O, gökyüzünün dünyaya dokunduğu noktayı bulmak için uzun ve zorlu bir araştırmaya devam etti.
The boy succeeded in his quest, guided by the spirit of a squirrel.
- Bir sincap ruhu tarafından yönlendirilen çocuk araştırmasında başarılı olmuştu.
- araştır
- probing
- araştırma yapmak
- {f} shop
- araştırmak
- {f} shop
- araştırmak
- look into
The government has set up a committee to look into the problem.
- Hükümet, sorunu araştırmak için bir komite kurdu.
Private detectives were hired to look into the strange case.
- Özel dedektifler tuhaf davaları araştırmak için kiralanırlar.
- araştırmak
- quest for
- araştırmak
- {f} analyze
- araştırmak
- {f} forage
- araştırmak
- delve into
- araştırmak
- check into
- araştırmak
- (deyim) check someone out
- araştır
- (Bilgisayar) investigate
The capable detective was assigned to investigate the cause of the tragedy.
- Yetenekli dedektif trajedinin nedenini araştırmak üzere atanmıştır.
It's my business to investigate such things.
- Bu tür şeyleri araştırmak benim işim.
- araştırma yapmak
- investigate
- araştırma yapmak
- probe
- araştırmak
- prospect
- araştırmak
- follow up
- araştırmak
- go through
I don't want to go through this again.
- Bunu tekrar araştırmak istemiyorum.
- araştırmak
- {f} dig
- araştırmalar
- enquiries
- betimleyici araştırma
- descriptive research
- betimsel araştırma
- descriptive research
- bilimsel araştırma
- (Askeri) research
- biyolojik araştırma
- (Biyoloji) biological research
- deneysel araştırma
- experimental research
- deneysel araştırma
- experimental investigation
- ilmi araştırma
- scientific research
- jeolojik araştırma
- (Askeri,Jeoloji) geological survey
- maden araştırma
- prospection
- psikolojik araştırma
- (Pisikoloji, Ruhbilim) psychological research
- sismik araştırma
- (Coğrafya) seismic exploration
- tıbbi araştırma
- (Tıp) medical research
- araştır
- {f} research
The research institute was established in the late 1960s.
- Araştırma enstitüsü, 1960'ların sonlarında kurulmuştur.
The teacher gave him a failing grade for basing his report on discredited research.
- Öğretmen onun itibarsız araştırmasıyla ilgili raporuna dayandırarak ona başarısız notu verdi.
- araştır
- make a survey of
- araştır
- inquire
He says he will inquire into the matter.
- Konuyu araştıracağını söylüyor.
- araştır
- {f} ferret
- araştır
- look into
I will look into the matter.
- Konuyu araştıracağız.
Private detectives were hired to look into the strange case.
- Özel dedektifler tuhaf davaları araştırmak için kiralanırlar.
- araştırma yapmak
- conduct a research
- araştırmak
- look around
- araştırmak
- hunt
- araştırmak
- probe
- araştırmak
- explore
- araştırmak
- research
I'd really like more time to research this.
- Bunu araştırmak için gerçekten daha fazla zaman istiyorum.
- araştırmak
- test
- araştırmak
- sift
- araştırmak
- check up on
- araştırmak
- go into
- araştırmak
- quest
- araştırmak
- poke about
- araştırmak
- ferret out
- araştırmak
- ascertain
- (puy) f. araştırma, arama
- (PUY) f. research, search
- araştırma yapmak
- do research
He was awarded a scholarship to do research for the foundation.
- O, vakıf adına araştırma yapmak için bir burs kazandı.
- araştırmak
- looking into
- araştırmak
- ferret
- araştırmalar
- surveys
- araştırmalar
- inquiries
- A.B.D. Gelişmiş Savunma Araştırma Projeleri Kuruluşu
- (Askeri) Defense Advanced Research Projects Agency
- Altıncı Araştırma ve Teknoloji Geliştirme Çerçeve Programı
- (Hukuk) The Sixth Research and Technological Development Framework Programme
- Avrupa Araştırma Alanı
- (Hukuk) European Research Area (ERA)
- Avrupa Bilimsel ve Teknik Araştırma Alanında İşbirliği
- (Hukuk) European Cooperation in the Field of Scientific and Technical Research (COST)
- Avrupa Nükleer Araştırma Örgütü
- (Hukuk) European Organization for Nuclear Research (CERN)
- BM Eğitim ve Araştırma Enstitüsü
- (Askeri) United Nations Institute for Training and Research
- Bilimsel ve Teknik Araştırma Komitesi
- (Hukuk) Scientific and Technical Research Committee (CREST)
- Birleşik Devletler (US) Kara Kuvvetleri Tıbbi Araştırma Ve Malzeme Komutanlığı
- (Askeri) US Army Medical Research and Materiel Command
- Birleşik Devletler Kara Kuvvetleri Bulaşıcı Hastalıklar Tıbbi Araştırma Enstitüs
- (Askeri) US Army Medical Research Institute of Infectious Diseases
- Birleşik Devletler Kara Kuvvetleri Kimyasal Savunma Tıbbi Araştırma Enstitüsü
- (Askeri) US Army Medical Research Institute for Chemical Defense
- Birleşik Devletler Kara Kuvvetleri Kriminal Araştırma Komutanlığı
- (Askeri) United States Army Criminal Investigations Command
- Birleşik Devletler Kara Kuvvetleri Tıbbi Araştırma ve Malzeme Komutanlığı
- (Askeri) US Army Medical Research and Materiel Command
- Birleşmiş Milletler Eğitim ve Araştırma Enstitüsü
- (Hukuk) United Nations Institute for Training and Research
- Biyolojik Savunma Araştırma Programı
- (Askeri) Biological Defense Research Program
- Deniz Kuvvetleri Kriminal Araştırma Dairesi
- (Askeri) Naval Criminal Investigative Service
- Deniz Kuvvetleri Kriminal Araştırma Dairesi bölge ofisi
- (Askeri) Naval Criminal Investigative Service regional office
- Deniz Kuvvetleri Kriminal Araştırma Dairesi daimi birliği
- (Askeri) Naval Criminal Investigative Service resident unit
- Deniz Kuvvetleri Kriminal Araştırma Dairesi daimi temsilcisi
- (Askeri) Naval Criminal Investigative Service resident agent
- Dışişleri Bakanlığı İstihbarat ve Araştırma Bürosu
- (Askeri) Bureau of Intelligence and Research, Department of State
- Federal araştırma bürosu
- Federal Bureau of Investigation
- Hava Kuvvetleri Özel Araştırma Bürosu
- (Askeri) Air Force Office of Special Investigations
- Ortak Araştırma Merkezi
- (Hukuk) (OAM) Joint Research Centre
- Savunma Araştırma ve İstihkam Müsteşarı
- (Askeri) (R&E) Under Secretary of Defense for Research and Engineering
- Silahlı Kuvvetler Radyobiyoloji Araştırma Enstitüsü
- (Askeri) Armed Forces Radiobiology Research Institute
- Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu
- (Hukuk) (TÜBİTAK) Scientific and Technical Research Council of Turkey
- acil durum araştırma ve kurtarma biykını
- (Askeri) emergency locator beacon
- araştır
- probe
- araştır
- (Biyoloji) explore
Tom explored every possibility.
- Tom her olasılığı araştırdı.
In 1497, John Cabot explored Canada.
- 1497 de, John Cabot Kanada'yı araştırdı.
- araştır
- snoop
- araştırma yapmak
- {f} reconnoiter
- araştırma yapmak
- rummage about
- araştırma yapmak
- dredge for
- araştırmak
- (Hukuk) to investigate, explore
- araştırmak
- ferret about
- araştırmak
- research into
- araştırmak
- hunt after
- araştırmak
- inquire into
- araştırmak
- fish
- araştırmak
- dredge for
- araştırmak
- dig up
- araştırmak
- cast about
- araştırmak
- analyse
- araştırmak
- cast around
- araştırmak
- fish around
- araştırmak
- to search, to seek, to investigate, to inquire, to explore, to research, to hunt, to study, to look into, to delve in/into
- araştırmak
- research on
- araştırmak
- to investigate, explore, research, study, do research on
- araştırmak
- check up
- araştırmak
- {f} sound
- araştırmak
- {f} sum up
- araştırmak
- vet
- araştırmak
- {f} poke
- araştırmak
- hunt out
- araştırmak
- shop for
- araştırmak
- make a study of
- araştırmak
- {f} survey
- araştırmak
- seek after
- araştırmak
- hunt up
- araştırmak
- {f} rummage
- araştırmak
- {f} quarry
- araştırmak
- (deyim) check sth. out
- araştırmak
- dredge up
- araştırmak
- seek for
- araştırmak
- {f} rout
- araştırmak
- {f} rake
- araştırmak
- drag up
- araştırmak
- {f} root
- araştırmalar
- studies
Studies show that once the basic needs of shelter and food are met, additional wealth adds very little to happiness.
- Araştırmalar, temel barınma ve gıda ihtiyaçları karşılanır karşılanmaz, ilave zenginliğin mutluluğa çok az şey kattığını gösteriyor.
Recent studies suggest that this is not the case.
- Son zamanlarda yapılan araştırmalar davanın bu olmadığını göstermektedir.
- askeri kriminal araştırma teşkilatı
- (Askeri) military criminal investigation organization
- bilimsel araştırma
- scientific research
- bilimsel araştırma gemisi
- (Denizbilim) scientific research vessel
- bilimsel ve teknolojik araştırma alanında Avrupa işbirliği
- (Hukuk) European cooperation on scientific and technical research (COST)
- denizaltı harbi harekat araştırma dairesi
- (Askeri) submarine warfare operations research division
- deprem araştırma dairesi
- earthquake research center
- deprem araştırma dairesi
- earthquake research department
- derin araştırma
- in-depth research
- derin araştırma
- deep prospecting
- derinlemesine araştırma
- probe
- doğruluğunu araştırma
- (Hukuk) verification
- ekolojik araştırma
- (Askeri) ecological survey
- elektriksel araştırma
- (Elektrik, Elektronik) electrical survey
- enlemesine araştırma
- (Pisikoloji, Ruhbilim) cross-sectional study
- erişilebilir bütün araştırma alanı
- (Askeri) total attainable search area
- excel araştırma sürümü
- (Bilgisayar) excel research version
- felsefi araştırma
- philosophical investigation
- gezegen araştırma aracı
- (Askeri) planetary probe