Dış görünüşlere aldanmayın.
- Don't be fooled by appearances.
Ne yaparsak yapalım, iyi insanları kötü insanlardan dış görünüşlerine bakarak ayırmak imkansızdır.
- No matter how we try, it is impossible to distinguish good people from bad people by outward appearances.
İnsanları dış görünüşüyle yargılamayın.
- Don't judge a person by his appearance.
Ne yaparsak yapalım, iyi insanları kötü insanlardan dış görünüşlerine bakarak ayırmak imkansızdır.
- No matter how we try, it is impossible to distinguish good people from bad people by outward appearances.
O kişisel görünüşünü çok umursar.
- She cares a lot about her personal appearance.
İnsanları görünüşle yargılama.
- Don't judge people by appearance.
Tom zayıf görünmek istemez.
- Tom doesn't want to appear weak.
Televizyonda görünmek için tek şansımı kaybettim.
- I lost my only chance to appear on television.
Bir insan her şeyden önce görünümü ile değerlendirilecektir.
- One will be judged by one's appearance first of all.
Avcı gökyüzünün görünümünü araştırdı.
- The hunter explored the appearance of the sky.
Asla reddedemeyeceğin iki şey vardır, seks ve televizyona çıkmak.
- There are two things you never turn down: sex and appearing on television.
Onun görünmesi partiyi canlandırdı.
- His appearance animated the party.
Kız hasta görünüyordu.
- The girl appeared sick.
Onun görünümünü çekici bulurum.
- I find her appearance attractive.
Bir gökkuşağı belirmeden önce, hemen hemen yağmur durmuştu.
- Scarcely had the rain stopped before a rainbow appeared.
Perdede bir kızın silueti belirdi.
- A silhouette of a girl appeared on the curtain.
Ne yaparsak yapalım, iyi insanları kötü insanlardan dış görünüşlerine bakarak ayırmak imkansızdır.
- No matter how we try, it is impossible to distinguish good people from bad people by outward appearances.
Dış görünüşlere aldanmayın.
- Don't be fooled by appearances.
Büyük bir adam görüntüsünü önemsemez.
- A great man doesn't care about his appearance.
İlk görüntüsünü bir müzisyen olarak yaptı.
- She made her first appearance as a musician.
Arkadaşının aniden ortaya çıkmasına şaşırdı.
- He was surprised by the sudden appearance of his friend.
Senin aniden ortaya çıkman beni şaşırttı.
- Your sudden appearance surprised me.
İnsanları görünüşle yargılama.
- Don't judge people by appearance.
Bir insan her şeyden önce görünümü ile değerlendirilecektir.
- One will be judged by one's appearance first of all.
Bu kaçınılmaz gibi gözüküyor.
- This appears to have been inevitable.
O, güçlü ve sağlıklı gözüküyor.
- He appears to be strong and healthy.
And God ... said, Let ... the dry land appear.
A great writer appeared at that time.
Judge not according to the appearance. --John. vii. 24.
The patient had a small bowel obstruction and there was no appearance until after the obstruction resolved.
And now am come to see . . . It thy appearance answer loud report. --Milton.
Will he now retire, After appearance, and again prolong Our expectation? --John Milton.
There was a strange appearance in the sky.
His sudden appearance surprised me.
With tact and management it would be possible to partially satisfy creditors, and keep up appearances for six months more.
The question of money always rears its ugly head in the matters of business.
Tom hasn't made an appearance yet.
- Tom hasn't yet made an appearance.
Tom hasn't yet made an appearance.
- Tom hasn't made an appearance yet.
... despite appearances stempel isn't a capital ...