apparel, clothing

listen to the pronunciation of apparel, clothing
Английский Язык - Турецкий язык

Определение apparel, clothing в Английский Язык Турецкий язык словарь

dress
{i} giyim

Giyim tarzımın nesi var? - What's wrong with the way I'm dressed?

Paul giyimine özen gösteren kimse. - Paul is a natty dresser.

dress
{f} giydirip kuşatmak
dress
{i} giysi

Mary'nin giysisi güneşte kuruyor. - Mary's dress is drying in the sun.

Tom John'ınkine benzer giysiler giymişti. - Tom was dressed in clothes similar to John's.

dress
taş yontmak
dress
donatmak
dress
urba
dress
entari
dress
saç yapmak
dress
elbiselik
dress
elbise

Beyaz elbiseli kız onun nişanlısı. - The girl dressed in white is his fiancée.

Şapkan elbisenle oldukça uyumlu. - Your hat matches your dress marvellously.

dress, clothing, apparel
elbise, giyim, konfeksiyon
dress
{f} şekil vermek
dress
yaraya pansuman yapmak
dress
(Askeri) HİZAYA GELMEK: Yanaşık düzen hareketlerinde düzgün bir cephe meydana getirmek
dress
tedavi etmek taramak
dress
ekip biçmek giyinmek
dress
{f} süslemek
dress
hizaya gi
dress
{f} hizalanmak
dress
{f} düzenlemek, süslemek
Английский Язык - Английский Язык
dress
{i} vesture
apparel, clothing
Избранное