My correspondent apologized for not answering my letter.
The Apology of Socrates.
The CEO made a public apology for the scandal, and promised full cooperation with the authorities.
O niçin bir özür gerektiriyor?
- Why does that require an apology?
Tom Mary'ye bir özür borçludur.
- Tom owes Mary an apology.
Tom'un özür dilemek için çok fırsatı vardı, ama bunu yapmadı.
- Tom had plenty of chances to apologize, but he didn't.
Söylediğim için özür dilemek zorunda değilim.
- I don't have to apologize for what I said.
Özür dilemeye gerek yok.
- There's no need for an apology.
Özür dilemek istiyorum.
- I wish to say a word of apology.
Bu işle ilgili daha iyi bir referans veremeyeceğim için özür dilerim.
- I apologize that I'm not able to give a better reference to this work.
Özür diledim fakat o zaman bile benimle konuşmadı.
- I apologized, but even then she wouldn't speak to me.