anything which allures; a lure; enticement; temptation

listen to the pronunciation of anything which allures; a lure; enticement; temptation
Английский Язык - Турецкий язык

Определение anything which allures; a lure; enticement; temptation в Английский Язык Турецкий язык словарь

bait
{i} yem

Tom oltaya yem taktı. - Tom put bait on the hook.

Bu kulübün bir üyesi kalmak istiyorsanız balık tutmak ya da yem kesmek zorundasınız. - If you want to stay a member of this club, you have to fish or cut bait.

bait
{f} yemlemek
bait
istek uyandıran şey
bait
oltaya ya da tuzağa yem koymak
bait
dikkati çeken şey
bait
{i} cezbetme
bait
{f} yem takmak
bait
{i} kandırma
bait
{f} yem köy
bait
{f} kızdırmak
bait
kızdır/yem koy
bait
oltaya veya kapana yem koymak
bait
(fiil) yem takmak, yemlemek; cezbetmek, kandırmak; köpek saldırtmak; kızdırmak, rahatsız etmek, canını sıkmak
bait
olta veya tuzak yemi ile cezbetmek
bait
olta veya kapan için yem
bait
{f} kandırmak
bait
dikkat çeken şey/yem
bait
üzerine köpek saldırtmak eziyet etmek
bait
(isim) yem, olta yemi; cezbeden şey, cezbetme, kandırma; mola
Английский Язык - Английский Язык
bait
anything which allures; a lure; enticement; temptation

    Расстановка переносов

    a·ny·thing which allures; a lure; enticement; temp·ta·tion

    Произношение

Избранное