any noise a prop makes, such as two coins clinking

listen to the pronunciation of any noise a prop makes, such as two coins clinking
Английский Язык - Турецкий язык

Определение any noise a prop makes, such as two coins clinking в Английский Язык Турецкий язык словарь

talk
konuşmak

Onun hakkında konuşmak için birinci olmak isteyen kimse olmadığı ortaya çıktı.Şimdi ne yaparız? - It turned out there was nobody who would be the first to talk about it. What do we do now?

Hava hakkında konuşmak istemiyorum. - I don't want to talk about the weather.

talk
sohbet

Bir fincan kahve içerken sohbet ettik. - We talked over a cup of coffee.

Kahve içerken sohbet edelim mi? - Shall we talk about it over a cup of coffee?

talk
konuşma

Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor. - Talking in the library is not allowed.

Ağzın doluyken konuşma. - Do not talk with your mouth full.

talk
{i} laf

Konuşurken lafımı bölme. - Don't interrupt me while I'm talking.

Ona laf anlatmak, deveye hendek atlatmaktan daha zor. - Giving advice to him is like talking to a brick wall.

talk
hakkında konuşmak

O, o konu hakkında konuşmak istemiyor. - She doesn't want to talk about it.

Grup, yaklaşmakta olan parti hakkında konuşmak için bir boğa oturumu planlıyordu. - The group was planning a bull session to talk about the upcoming party.

talk
boş laf
talk
{f} konuş

Ağzın doluyken konuşma. - Do not talk with your mouth full.

Ağzın doluyken konuşma. - Don't talk with your mouth full.

talk
görüşme

Barış görüşmeleri başarısızlıkla sonuçlandı. - The peace talks ended in failure.

Barış görüşmeleri gelecek hafta başlayacak. - Peace talks will begin next week.

talk
konuşma biçimi

Onun konuşma biçimini seviyor. - He likes the way she talks.

Ben sadece Tom'un konuşma biçimini severim. - I just love the way Tom talks.

talk
lakırdı etmek
talk
{i} dedikodu

O, şehrin dedikodusuydu. - He was the talk of the town.

Tom şehrin dedikodusuydu. - Tom was the talk of the town.

talk
hükmü geçmek
talk
(Nükleer Bilimler) konuşum
talk
konuşmak: She taught her parrot how to talk. Papağanına konuşmayı öğretti. Be quiet when I'm talking to you! Seninle konuştuğum zaman
talk
{i} söylenti
talk
{f} görüşmek

Biz seninle görüşmek istiyoruz. - We want to talk to you.

Английский Язык - Английский Язык
talk
any noise a prop makes, such as two coins clinking

    Расстановка переносов

    a·ny noise a prop makes, such as two coins clinking

    Произношение

Избранное