Başka sorunuz yoksa, şimdi gitmek istiyorum.
- Unless you have any more questions, I'd like to go now.
Mutlu ol ve başka soru sorma... bu en iyisi.
- Be happy and don't ask any more questions...that is best.
Ben onu onun beni sevdiğinden daha çok sevmiyorum.
- I don't like him any more than he likes me.
Onu senden daha çok sevmiyorum.
- I don't like it any more than you do.
Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.
- Mary decided never to see him any more.
Ben bu acıya artık dayanamıyorum.
- I can't stand this pain any more.
Tom Boston'da gerektiğinden daha fazla zaman geçirmek istemedi.
- Tom didn't want to spend any more time than necessary in Boston.
Tom'un daha fazla sabuna ihtiyacı yok. Mary ona bir ömür boyu yetecek kadar sabun verdi.
- Tom doesn't need any more soap. Mary gave him enough to last a lifetime.
Bizim daha fazla gönüllüye ihtiyacımız yok ama biz biraz daha fazla para kullanabiliriz.
- We don't need any more volunteers, but we could use some more money.
Biraz daha yersem, hasta olacağım.
- If I eat any more, I'll be sick.
Artık onu sevmiyorum.
- I do not love him anymore.
Artık onu sevmiyorum.
- I don't love her anymore.
Daha fazla bakma, lütfen!
- Don't look at it anymore, please!
Artık daha fazla dayanamıyorum! Üç gündür uyumadım!
- I can't take it anymore! I haven't slept for three days!
Seninle bundan sonra konuşmayacağım.
- I won't talk to you anymore.
Tom bundan sonra artık yalnız olmadığının farkında oldu.
- Tom became aware that he was no longer alone anymore.
He's no longer the wholesome Chamber of Commerce bigshot we used to know in the olden days, Doc, he's bad shit anymore.
They don't make repairable radios any more.
I don't like Braques any more than I like Picasso.
I just misspelled my own name! Could I be any stupider?.
... steals her baby girl, and now she's not even Jane any more, she's Jim. Well, Jim gets ...
... issue of deep concern to us because we don't want to see any more violence in Iran, any ...