Tom daha fazla düz durmaya dayanamıyor.
- Tom can't stand up straight anymore.
Daha fazla bakma, lütfen!
- Don't look at it anymore, please!
Artık onu sevmiyorum.
- I don't like him anymore.
Artık seni sevmiyorum.
- I don't love you anymore.
Seninle bundan sonra konuşmayacağım.
- I won't talk to you anymore.
Tom bundan sonra artık yalnız olmadığının farkında oldu.
- Tom became aware that he was no longer alone anymore.