ansuchen

listen to the pronunciation of ansuchen
Немецкий Язык - Турецкий язык
başvurmak, müracaat etmek
Английский Язык - Турецкий язык

Определение ansuchen в Английский Язык Турецкий язык словарь

application
başvuru/kullanım/uygulama
application
(Tekstil) aplike
application
arzuhal
application
(Ticaret) bir ilke
application
uygulama

Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur. - Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses.

Bu, onları bir ders kitabı için, bir uygulama için, bir araştırma projesi için, her şey için yeniden serbestçe kullanabileceğin anlamına gelir. - This means you can reuse them freely for a textbook, for an application, for a research project, for anything!

application
kullanma

Uygulama geliştiricileri bir fonksiyonel programlama dili kullanmaya karar verdi. - Application developers decided to use a functional programming language.

application
{i} başvuru

Tom'un üniversite başvurusu reddedildi - Tom's college application was rejected.

Biz, başvurunuzun kabul edilmediğini üzülerek bildiririz. - We regret that your application has not been accepted.

application
UYGULAMA: Bir bilgisayarın uygulandığı sistem veya sorun. Kelime; çok defa hesapla ilgili konuda bir uygulamayı kasteder ki, bu taktirde aritmetik hesaplar birinci derecede rol oynar; ya da bilgi işlemi ile ilgilidir, burada da, bilgi işlem çalışmaları on plandadır
application
(Mimarlık) uygulama tatbikat
application
{i} müracaat formu

Daha sonra yapman gereken şey bu müracaat formunu doldurmak. - What you need to do next is fill out this application form.

application
itina
application
{i} müracaat, başvurma, başvuru
application
{i} dikkat
application
{i} dilekçe

Tom başvuru dilekçesini benim için doldurdu. - Tom filled out the application for me.

application
(isim) uygulama, kullanım, tatbik; başvuru, talep, başvuru formu, başvurma, dilekçe; sürme; dikkat, özen
application
uygulama, bir bilgisayar programı
application
{i} talep
application
(Tıp) (s) T atbik(at)
application
{i} başvuru formu

Tom başvuru formunu doldurdu. - Tom filled out the application.

Başvuru formunuza yeni bir fotoğrafınızı tutturun. - Attach a recent photograph to your application form.