ansonsten

listen to the pronunciation of ansonsten
Немецкий Язык - Турецкий язык
~ gibt es nichts heiles. Bundan baska yenisi yok
Английский Язык - Турецкий язык

Определение ansonsten в Английский Язык Турецкий язык словарь

otherwise
aksi halde

Ben hastaydım, aksi halde toplantıya katılırdım. - I was ill, otherwise I would have attended the meeting.

Hemen başladık, aksi halde onu kaybetmiş oluruz. - We started at once, otherwise we would have missed him.

otherwise
aksi takdirde

Benim bu hükümet hakkındaki izlenimim onların daha güçlü bir ekonomik politikaya ihtiyaçları olduğu, aksi takdirde gelecekte büyük sorunlarla karşılaşacaklarıdır. - My impression of this government is that they need a more forceful economic policy, otherwise they'll encounter large problems in the future.

Meşgulüm. Aksi takdirde davetini kabul ederdim. - I'm busy, otherwise I'd accept your invitation.

otherwise
ayrıca
otherwise
başka

Tom başka boş odada tek başına oturdu. - Tom sat alone in the otherwise empty room.

Mademki ben bir öğretmenim, başka türlü düşünüyorum. - Now that I am a teacher, I think otherwise.

otherwise
bunun dışında

Yemek çok lezzetli değildi ama bunun dışında parti bir başarıydı. - The food wasn't very delicious, but otherwise the party was a success.

Tom sana bunun dışında söylemedikçe, yarınki toplantıda olmalısın. - Unless Tom tells you otherwise, you should be at tomorrow's meeting.

otherwise
bunun dışında/başka türlü
otherwise
başka konuyla
otherwise
farklı
otherwise
başka türlü

Ben onun iyi bir kitap olduğunu düşünmüştüm fakat Jim başka türlü düşündü. - I thought it was a good book, but Jim thought otherwise.

Mademki ben bir öğretmenim, başka türlü düşünüyorum. - Now that I am a teacher, I think otherwise.

or else
aksi takdirde
otherwise
farklı bir şekilde
otherwise
yoksa

Yollarını kaybettiler, yoksa çoktan varmış olurlardı. - They lost their way; otherwise, they would have arrived long ago.

Acele etsen iyi olur, yoksa geç kalacaksın. - You'd better hurry, otherwise you'll be late.

otherwise
başka bakımlardan
or else
aksi halde

Kauçuk botları giyin, aksi halde ayağınızı ıslatırsınız! - Put the rubber boots on, or else you will get your feet wet!

or else
yoksa

Koş, yoksa geç kalacaksın. - Run, or else you'll be late.

Adımına dikkat et, yoksa bagajda yoculuk yapacaksın. - Watch your step, or else you will trip on the baggage.

or else
yoksa: Go now or else you'll miss the train. Şimdi git, yoksa treni kaçıracaksın
otherwise
(zarf) yoksa, bunun dışında, başka, başka türlü, farklı, başkaca, ayrıca, diğer taraftan, başka konuyla