another; different; remaining of a pair; additional; in the recent past

listen to the pronunciation of another; different; remaining of a pair; additional; in the recent past
Английский Язык - Турецкий язык

Определение another; different; remaining of a pair; additional; in the recent past в Английский Язык Турецкий язык словарь

other
öteki

Birini tanıyorum da ötekini değil. - I know one of them but not the other.

Al birini vur ötekine! - One's as bad as the other.

other
başka

Akıllı insanlar başkalarının hatalarıyla kendi hatalarını düzeltirler. - By other's faults wise men correct their own.

Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı.. - They are talking loudly when they know they are disturbing others.

other
gayri
other
başka suretle
other
diğeri

Onun iki kedisi var. Biri beyaz ve diğeri siyah. - She's got two cats. One's white and the other is black.

Bir el diğerini yıkar. - One hand washes the other.

other
özgesi
other
başkası

Küçük kız, Emily'den başkasına asla gülümsemez. - The little girl never smiles at anyone other than Emily.

Top şimdi başkasında. - Now the shoe is on the other foot.

other
baska türlü
other
{s} başka, diğer, öbür. zam. başkası, diğeri, öbürü
other
(Sosyoloji, Toplumbilim) lacan
other
{s} geçen

Geçen gün bahsettiğim araba bu. - This is the car I spoke of the other day.

O, geçen gün yeni bir ev satın aldı. - She bought a new house the other day.

other
every other day gün aşırı
other
başka kimse

Tom'tan başka kimsenin onu yaptığını hiç görmedim. - I've never seen anyone other than Tom do that.

other
başka birisi
other
some day or other günün birinde
other
bir gün

Prenses ve İrlandalı birbirini tanıyordu ve evlilerdi ve bir yıl bir gün süren büyük bir düğün yapmışlardı. - The Princess and the Irishman recognised each other, and were married, and had a great wedding that lasted for a year and a day.

Başkalarına iyilik etmek değerli bir harekettir; başkalarını incitmek bir günahtır. - To do good to others is a meritorious act; to hurt others is a sin.

other
sair
other
(Sosyoloji, Toplumbilim) başkası sartre
other
bundan başka

Bundan başka boyutlarda var mı? - Do you have this in other sizes?

Bundan başka herhangi bir şey yapma. - Don't do anything other than this.

Английский Язык - Английский Язык
{s} other
another; different; remaining of a pair; additional; in the recent past

    Расстановка переносов

    another; different; remaining of a pair; additional; in the Re·cent past

    Произношение

Избранное