Определение anneciğim в Турецкий язык Английский Язык словарь
- mommy, mom
- mummy, ma, mum
- mum
- (Konuşma Dili) mommy
- (Bilgisayar) mother
Dear mother, why art thou so sad?
- Sevgili anneciğim, neden çok üzgünsün?
- mummy
- anne
- {i} mother
The baby needs its mother.
- Bebeğin annesine ihtiyacı vardır.
He looks just like his mother.
- Tıpkı annesine benziyor.
- anne
- {s} maternal
Despite medical advances, ectopic pregnancy remains a significant cause of maternal mortality worldwide.
- Tıbbi gelişmelere karşın dış gebelik, dünya çapındaki anne ölümlerinin önemli bir nedeni olmaya devam etmektedir.
This is his maternal grandfather.
- Bu onun anne tarafından büyük babası.
- anne
- {i} mum
My mum likes tea very much.
- Annem çayı çok sever.
When you speak Shanghainese with your mum, I only understand a few words, so I can't join in the conversation.
- Annenle Şangayca konuştuğun zaman sadece çok az kelime anlayabiliyorum, bu yüzden de konuşmaya katılamayacağım.
- anne
- {i} mummy
Look Mummy, I can read!
- Bak anne, okuyabiliyorum!
Mummy, what is Santa Claus's address? I want to send him a letter.
- Anne, Noel Babanın adresi nedir? Ona bir mektup göndermek istiyorum.
- anne
- mom
Mom is older than Dad.
- Annem babamdan daha yaşlı.
Mom was innocent enough to ask him: Would you like any more beer?
- Annem yeteri kadar masum bir halde Biraz daha bira ister misin? diye sordu.
- anne
- {i} mammy
How many eggs did mammy buy?
- Annen kaç tane yumurta aldı?
Mammy, you are an exploiter!
- Anne, sen bir sömürücüsün!
- anne
- mama
Mama, Tom won't gimme back my toy!
- Anne, Tom benim oyuncağımı geri vermeyecek!
Mama had a crippled face.
- Anne felçli bir yüze sahipti.
- anne
- momma
- anne
- old lady
- anne
- ma
- anne
- mother, ma, mum, mummy, momma, mommy, mom, mammy
- anne
- mamma
Your mamma's so fat, she'd break London Bridge.
- Senin annen o kadar şişmanki, Londra Köprüsü'nü çökertiyordu.
- anne
- mum; old woman
- anne
- mam
How many eggs did mammy buy?
- Annen kaç tane yumurta aldı?
Mama had a crippled face.
- Anne felçli bir yüze sahipti.
- anne
- mater
This is his maternal grandfather.
- Bu onun anne tarafından büyük babası.
Maternal love is greater than anything else.
- Anne sevgisi her şeyden daha büyüktür.
- anne
- old woman
- anne
- {i} maw
