Ne yaparsan yap,doğru adımla başlamak kaçınılmazdır.
- Whatever you're doing, starting off on the right foot is essential.
Doğum, yaşam macerası için başlama noktasıdır.
- Birth is the starting point for life's adventures.
Supermodel Heidi Klum returned to the runway on Thursday.
Bu başlangıç noktası.
- This is the starting point.
O normal başlangıç zamanı.
- That is the regular starting time.
Uçak piste güvenli şekilde indi.
- The airplane landed safely on the runway.
O, yeni proje üzerinde çalışmaya başlamada hiç zaman kaybetmedi.
- She lost no time in starting to work on new project.
İstasyona vardığımda tren tam hareket etmek üzereydi.
- The train was just on the point of starting when I got to the station.
Take a run-up and jump over the fence.
- Nimm Anlauf und spring über den Zaun!