anlatılan

listen to the pronunciation of anlatılan
Турецкий язык - Английский Язык
described
represented in words especially with sharpness and detail; "the vividly described wars
{s} depicted in words particularly with detail; delineated
past of describe
represented in words especially with sharpness and detail; "the vividly described wars"
anlat
{f} recount

He recounted his unusual experiences. - Sıradışı deneyimlerini anlattı.

He recounted the accident to me as if he had seen it with his own eyes. - O bana kazayı kendi gözleriyle görmüş gibi anlattı.

anlat
tell
anlat
commentate
anlat
{f} telling

You are telling it second hand, aren't you? - Onu dolaylı olarak anlatıyorsun, değil mi?

There is no telling what will happen next. - Daha sonra ne olacağını anlatmak yok.

anlat
narrate

The documentary was narrated by Morgan Freeman. - Belgesel Morgan Freeman tarafından anlatıldı.

Kemal Tahir narrates the occupation days of Istanbul in 1920s in his book named The People Of The Slave City. - Kemal Tahir Esir Şehrin İnsanları isimli kitabında İstanbul'un 1920'li yıllardaki işgal günlerini anlatır.

anlat
{f} recounting
anlatılanlar
digression
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) MENKUL
anlatılan
Избранное