Eski kanepeni satmak istiyorsan neden yerel bir gazeteye bir reklam koymuyorsun?
- If you want to sell your old sofa, why not put an advertisement in the local paper?
Birçok kişi reklam tarafından aldatıldı.
- Many people were deceived by the advertisement.
Binlerce insan, reklam yüzünden aldatıldı.
- Thousands of people were deceived by the advertisement.
Eski kanepeni satmak istiyorsan neden yerel bir gazeteye bir reklam koymuyorsun?
- If you want to sell your old sofa, why not put an advertisement in the local paper?
Genellikle bir konser öncesinde seyirciden ya telefonlarını kapatmalarını ya da sessiz moda geçmelerini isteyen bir duyuru vardır.
- Usually before a concert there is an announcement asking the audience to either turn off their phones or switch them to manner mode.
Akşam yemeğinden sonra, bir film duyurusu yapılır.
- After dinner, a movie announcement is made.
Biz tüm personel salonlarında duyuru ilan edeceğiz.
- We will post the announcement in all the staff lounges.
Gazeteye bir ilan verdi.
- He put an announcement in the newspaper.
İndirimler ve satışlarla ilgili ilanlar sürekli olarak Tom'un cep telefonuna geliyor.
- Advertisements for discounts and sales constantly arrive on Tom's mobile phone.
New York Times'daki son ilanınızdan etkilendim.
- I am impressed by your recent advertisement in the New York Times.