anderweitig

listen to the pronunciation of anderweitig
Немецкий Язык - Турецкий язык
başka, diğer, öteki; başka tarafta
Английский Язык - Турецкий язык

Определение anderweitig в Английский Язык Турецкий язык словарь

otherwise
aksi takdirde

Ben koştum ve koştum, aksi takdirde geç kalabilirdim. - I ran and ran; otherwise I might have been late.

Meşgulüm. Aksi takdirde davetini kabul ederdim. - I'm busy, otherwise I'd accept your invitation.

elsewhere
başka bir yere

Belki başka bir yere gitmelisiniz? - Perhaps you should go elsewhere.

Maalesef hiç biriniz işi yapma yeteneğine sahip değilsiniz. Biz işimizi başka bir yere götürüyor olacağız. - I am afraid none of you are capable of doing the job. We will be taking our business elsewhere.

otherwise
ayrıca
otherwise
başka

Başka türlü yapamazdım. - I could not have done otherwise.

Ben onun iyi bir kitap olduğunu düşünmüştüm fakat Jim başka türlü düşündü. - I thought it was a good book, but Jim thought otherwise.

otherwise
bunun dışında

Tom sana bunun dışında söylemedikçe, yarınki toplantıda olmalısın. - Unless Tom tells you otherwise, you should be at tomorrow's meeting.

Yemek çok lezzetli değildi ama bunun dışında parti bir başarıydı. - The food wasn't very delicious, but otherwise the party was a success.

otherwise
bunun dışında/başka türlü
otherwise
başka konuyla
otherwise
farklı
elsewhere
başka yere başka yerde
elsewhere
başka bir yer

Kalıp yardımcı olmak istiyorum ama bana başka bir yerde ihtiyaç duyuluyor. - I'd like to stay and help, but I'm needed elsewhere.

Tom başka bir yerde gerekli. - Tom is needed elsewhere.

elsewhere
başka yerde

Ne söylediğime dikkat etmiyorsun. Aklın başka yerde. - You're not paying attention to what I'm saying. Your mind is elsewhere.

Belli ki Tom'un aklı başka yerde. - Tom's mind is obviously elsewhere.

otherwise
farklı bir şekilde
otherwise
yoksa

Acele etsen iyi olur, yoksa geç kalacaksın. - You'd better hurry, otherwise you'll be late.

Acele etsen iyi olur, yoksa treni kaçıracaksın. - You'd better hurry, otherwise you'll miss the train.

elsewhere
başka yere

Dizüstü bilgisayarımı burada bulamıyorum; onu başka yere koymuş olmalıyım. - I can't find my notebook here; I must have put it elsewhere.

Arabamı başka yere park etmiş olmalıyım. - I must have parked my car elsewhere.

otherwise
(zarf) yoksa, bunun dışında, başka, başka türlü, farklı, başkaca, ayrıca, diğer taraftan, başka konuyla
Немецкий Язык - Английский Язык