Bifteğini bitir ve sonra bir şeker alabilirsin.
- Eat up the steak and then you can have a candy.
Su boruları dondu ve sonra patladı.
- The water pipes froze and then burst.
O, ara sıra annesine yazar.
- He writes to his mother every now and then.
Ara sıra ondan haber alıyorum.
- I hear from him every now and then.
Zaman zaman okulda onunla karşılaşırım.
- I meet him at school now and then.
Zaman zaman sınıfta uyuyakalırım.
- I fall asleep in the class every now and then.
Arada sırada oğluna yazar.
- She writes to her son every now and then.
Arada sırada seni görüyorum.
- I see you every now and then.
O hâlâ ara sıra beni görmeye gelir.
- He still comes to see me now and then.
Tom ara sıra bir bardak şarabı sever.
- Tom enjoys a glass of wine every now and then.
Hemen karar vermek zorundaydım.
- I had to decide right then and there.
Onun tekrar olmamasına asla izin vermemeye hemen karar verdim.
- I decided then and there to never let that happen again.
It created a disruption, and then some.
Call your mother now and then and let her know you care.
... is not a new two-minute segment ' to start, and we'll go for a few minutes and then we're ...
... Last point I'll make -- and then I want to get to questions -- ...