Su boruları dondu ve sonra patladı.
- The water pipes froze and then burst.
Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü.
- Dima slept with 25 men in one night and then killed them.
Tom ara sıra bir bardak şarabı sever.
- Tom enjoys a glass of wine every now and then.
Robert ara sıra beni ziyarete gelir.
- Robert comes to visit me every now and then.
Zaman zaman sınıfta uyuyakalırım.
- I fall asleep in the class every now and then.
Tom zaman zaman Mary'den haber alır.
- Tom hears from Mary every now and then.
Arada sırada kendinizi başkasının yerine koymak iyidir.
- It's good to put yourself in someone else's place now and then.
Arada sırada seni görüyorum.
- I see you every now and then.
Ara sıra ata binmeyi severim.
- I like to ride a horse now and then.
Eğer zamanınız varsa, ara sıra birkaç satır yaz.
- If you have time, drop me a line now and then.
Onun tekrar olmamasına asla izin vermemeye hemen karar verdim.
- I decided then and there to never let that happen again.
Hemen karar vermek zorundaydım.
- I had to decide right then and there.
It created a disruption, and then some.
Call your mother now and then and let her know you care.
... out all the motion of the stars." And then Haley must have said this, he must have said, ...
... >>Presenter: Yeah. And then Zelig-like, I noticed as he rose as an author. I actually ...