Bazen Paris beni tüketir fakat sık sık Brüksel beni sıkıyor. Bu nedenle, ben ikisi arasında yaşıyorum.
- Sometimes Paris exhausts me, but often Brussels bores me. Therefore, I live between the two.
Bu malzemenin dört metresi dokuz franka mal oluyor; Bu nedenle, iki metresi dört buçuk frank mal olur.
- Four metres of this material cost nine francs; therefore, two metres cost four and a half francs.
Bu sebeple, Komite'nin Parlamento'nun Görünmez Üyeleri hakkındaki raporuna dikkat çekmek isterim.
- I would therefore like to draw attention to the Report of the Committee on Invisible Members of Parliament.
Sanırım, bu yüzden kaçarım.
- I think, therefore I flee.
Tarih kitapları Moğolların Bağdat'ı işgalinden sonra birçok kitabın Dicle Nehri'ne atıldığını ve bu yüzden nehrin renginin kitapların mürekkebiyle maviye döndüğünü yazıyor.
- History books write that after the Mongol invasion of Baghdad, many books were thrown into the Tigris River and therefore the colour of the river turned blue with the ink of books.