and 2., and strong for meanings

listen to the pronunciation of and 2., and strong for meanings
Английский Язык - Турецкий язык

Определение and 2., and strong for meanings в Английский Язык Турецкий язык словарь

there
oraya

Oraya gitmeye çok hevesli. - He is very eager to go there.

Oraya nasıl gideceğimi söyleyebilir misin? - Could you tell me how to get there?

there
orada

Yıllar önce orada bir kale vardı. - There was a castle here many years ago.

O, kahvaltısını sık sık orada yer. - He often eats breakfast there.

there
şurada

Şurada duran adam kim? - Who's that man standing over there?

Şurada gazete okuyan adam benim dayım. - The man reading a paper over there is my uncle.

there
There is still time
there
o yer

O yerde birçok insan kalıntısı vardı. - There were a lot of human remains in that place.

there
ünlem orada
there
var

Evimin arkasında bir kilise var. - There is a church at the back of my house.

Masanın üzerinde bir kedi var. - There's a cat on the table.

there
İşte ...: There
there
o konuda

O konuda hiçbir şüphe yok. - There's no doubt about it.

O konuda hiç şüphe yok. - There's no mistaking about that.

there
ünlem İşte Alsana Gördün mü? Bu kelime be fiilinden önce gelince varlık belirtir ve özne fiilden sonra gelir
there
oradaki

Oradaki erkek çocuk Tom'un erkek kardeşi olmalı. - That boy over there will be Tom's brother.

Biz oradaki masada oturabilir miyiz? - Can we sit at the table over there?

there
işte!

Her işte bir ölçüde stres vardır. - There's a degree of stress in every job.

Bu işte bir bit yeniği var. - There's something fishy going on.

there
oralarda

Yarın Kaşgar'a ya da oralarda bir yere varabilirim. - I might arrive in Kashgar or somewhere thereabouts tomorrow.

Oralarda bir yerde bir zımba göremiyor musun? - Can't you see a stapler somewhere around there?

there
{ü} gördün mü

Orada ne olduğunu gördün mü? - Did you see what happened out there?

Orada birini gördün mü? - Did you see anybody there?

there
orayı

Hazine için orayı burayı kazdılar. - They dug here and there for treasure.

En az elli bin kişi orayı ziyaret etti. - No fewer than fifty thousand people visited there.

Английский Язык - Английский Язык
there
and 2., and strong for meanings
Избранное